Belki de benim için fazla erkendi, ve böyle olmasını istedim. | Open Subtitles | ربما هو أنني أردتُ كلّ شيء بشدّه، وحينما حصلتُ عليه مبكراً.. |
Ne var ki yenilgiyi kabullenmek için henüz erkendi. | Open Subtitles | لكن الوقت كان مازال مبكراً جداً على الأعتراف بالهزيمه |
Sizi yalnız bıraktığım için üzgünüm. Ama yola çıkmak için çok erkendi. | Open Subtitles | ,أسف لترككم هنا .ولكنه كان مبكراً جداً أن تذهبوا لأى مكان |
Zaten onları giymişsin, bunun için biraz erkendi. Haydi, otur. | Open Subtitles | لقد ارتديتيه بالفعل الوقت مبكر على هذا، اجلسي |
Ve kapıyı çalmak için saat çok erkendi ben de arabamda otururken uyuyakaldım. | Open Subtitles | و كان الوقت مبكر جداً عندما وصلت على رنّ الجرس لذا جلست في مقدمة سيارتي و استسلمت للنوم |
Seninle tanıştığım o gece, bir bir ilişkiden yeni çıkıyor sayılırdın ve o sırada çok erkendi ve şimdi de çok erken. | Open Subtitles | الليله التي قابلتك فيها.. كنت فقط انتهيت من علاقه وكان من المبكر جدا بدا |
Sabah erkendi, biz de uyuyamamıştık. | Open Subtitles | كان... الوقت مبكرًا ولمْ نقوَ على النوم لذا ذهبنا جميعًا للتمشي |
Daha çok erkendi. Seni hemen ona yollamamalıydık. | Open Subtitles | لقد كان مبكراً جداً لم يكن ينبغى أن نرسلك إليه |
Doğru, babanın yanına gittiğinde de erkendi. | Open Subtitles | صحيح، بنفس الطريقة التي أتيتَ فيها مبكراً جداً بالنسبة لأبيك |
Saç kontrolü için erkendi daha. | Open Subtitles | لازال الوقت مبكراً على فحص فروة الرأس الاسبوعي |
Yatağa gittiğimde o kadar erkendi ki hatırlamıyorum bile. | Open Subtitles | لقدذهبتللفراش... مبكراً جداً ... لا أتذكر بالضبط. |
Bunun için biraz erkendi. Sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | لا ، كان مبكراً جداً على ذلك ألا تعتقد؟ |
Ben şu anda birşeyler için hazır olduğumu düşünüyorum, ama Mark'la biraz erkendi. | Open Subtitles | أعتقد أني مستعدّة لشيءٍ ما الآن، لكن مع (مارك) كان الأمر مبكراً جداً |
Sabah çok erkendi kimsenin beni duyacağını sanmıyordum. | Open Subtitles | لقد كان مبكراً جدا في الصباح, أنا... لم أتوقع أن يسمعني أحد. |
En önemlisi, çok erkendi ve çok az insan varmış. | Open Subtitles | المغزى هو انه الوقت كان مبكر جداً ولم يكن هناك أي أحد |
Hava erkendi, kortlar issizdi. | Open Subtitles | لذا فالوقت مبكر و المحاكم مهجورة |
Şuna bak. Çok erkendi. | Open Subtitles | أنظروا إلى ذلك ، إنه مبكر |
Yorgundunuz, erkendi. | Open Subtitles | أنتم متعبون والوقت مبكر |
- Çok mu erkendi? | Open Subtitles | الوقت مبكر جدا -لإلقاء النكت |
Belki de geri gelmem için çok erkendi. | Open Subtitles | ربما كان من المبكر مني العودة للعمل |
Resmi hikaye bir kenara, Ma'an'a gitmek için çok erkendi. | Open Subtitles | من المحتمل أنّه كان من المبكر (جدا ذهابك إلى هناك، إلى (معان |
- Angie'nin ölümü çok erkendi ama bizi başımıza geleceklerden kurtardı. | Open Subtitles | آنجي) قد توفيت مبكرًا) ولكنها مهدت لما هو قادم |