Tek yaptığımız kırığı ameliyat sonrasına ertelemek, o da hayatını kurtarmak için. | Open Subtitles | كل ما فعلناه هو تأجيل إنفطار القلب حتي بعد الجراحة لننقذ حياته |
Mekke'ye girişi bir yıl ertelemek pahasına Müslümanlar on yıl süren bir barışa kavuştular. | Open Subtitles | فى مقابل تأجيل دخولهم إلى مكة لمدة عام كان المسلمون قد أمنوا لأنقسهم عشر سنوات من السلام |
Yani Alzheimer'ı önlemek ya da ertelemek için yapabileceğimiz birçok şey var. | TED | هناك الكثير من الأشياء التي يمكن أن نفعلها لنمنع أو نؤجل بداية الألزهايمر. |
Bundan böyle hayatta hiçbir şeyi ertelemek istemiyorum. | TED | أنا لا أريد التأجيل في أي شيء بعد الآن في الحياة. |
Ancak, ölümünü ertelemek benim elimde. | Open Subtitles | ، رغم ذلك أملك السلطة لتأجيل تنفيذ الحكم |
İlkbaharı iptal etmek zorundayız ya da en azından ertelemek. | Open Subtitles | ونحن في طريقنا لدينا لإلغاء الربيع، أو تأجيله على أقل تقدير. |
Yine de bunu, adam tek başına kalıncaya kadar ertelemek daha tatminkâr daha şiş usulü yapacaktır. | Open Subtitles | عموما، أنا أؤجل الأمر حتى يصبح وحيدا وسأصل إلى نتائج مرضية حكمة سكينية |
İdrara çıkmayı ertelemek istediğinizde, sfinkteri kapalı tutarsınız. | TED | فعندما تريدُ تأخير التبول، فإنك تحافظُ على العضلة مغلقة. |
O yüzden bu geceyi ertelemek zorunda kalabiliriz, bebeğim. | Open Subtitles | لذلك قد نضطر إلى تأجيل هذا المساء، وطفل رضيع. |
Ryan'a düğünü ertelemek istediğini söylemeni istiyorum. - Ne? | Open Subtitles | اريدك أن تخبري رايان بأنك تريدين تأجيل الزفاف |
Evet beni iyi duymuşsun. Basın toplantısını ertelemek istiyorum. | Open Subtitles | أجل لقد سمعتني بشكل صحيح، أود تأجيل المؤتمر الصحفي |
Bir sonraki gezegensel rotasyondan önce o ablukayı geçemezseniz istilayı ertelemek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | اذا لم يمكنك اختراق هذا الحصار قبل دوران الكوكب القادم سيتوجب علينا تأجيل الغزو |
Justin'in düğünü ertelemek istemesi dünyanın sonu demek değil. | Open Subtitles | ربما ليست نهايه العالم إذا اراد جاستن تأجيل الزفاف |
Ameliyatı ertelemek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | سنضطر الى تأجيل العملية الجراحية لن نقوم بذلك انتى بحاجه لتلك العمليه |
Ancak bu kadar çok faaliyet konusunda sürekli ihtiyaç duyduğumuz bu sistemlerin çalışma şeklini ciddiye alırsak, bu konuşmayı ertelemek için hiçbir sebep göremiyorum. | TED | لكننا لو أخذنا بجدية كيف تعمل هذه الأنظمة التي نعتمد عليها بشدة فأنا لا أرى كيف يسعنا أن نؤجل هذه المحادثة أكثر من ذلك. |
Sonraya ertelemek zorundayım. Geri dönmeliyim. Haydi. | Open Subtitles | دعنا نؤجل هذا لوقت آخر يجب علي العودة الآن , تعال |
Üzgünüm bebeğim. Bunu ertelemek zorunda kalacağız sanırım. | Open Subtitles | أنا آسف يا عزيزتي يبدو أننا مضطرون إلى التأجيل |
Seçimi ertelemek için bunların devamında halk güvenliği sağlanmalı. | Open Subtitles | نسأل عما إذا كان من الأفضل لتأجيل الانتخابات في مصلحة السلامة العامة. |
"Çünkü bu kabul etmeyi istediğimiz, ertelemek istemediğimiz ve kazanmak istediğimiz bir meydan okuma." | Open Subtitles | لأن هذا تحدّي علينا القبول به وشيئا ليس علينا تأجيله بل علينا ان نفوز به |
Üstelik hırsla beklediğim bir sunumu ertelemek zorunda kalmamdan sonra. | Open Subtitles | مما اضطرني أن أؤجل عرضاً كنتُ شغوفاً بتقديمه |
Sonunda bütün yapabileceğin kaçınılmaz olanı ertelemek olur. | Open Subtitles | في النهاية، كُلّ ما تحاولين فعله هو تأخير الأمر الحتمي |
Bu yüzden bana güven, birbirinizi tanımayı mümkün olduğunca ertelemek isteyeceksindir. | Open Subtitles | لذا صدقنى، أنت تريد أن تؤجل معرفة أى شئ عن بعضكما البعص لأطول فترة ممكنة |
Ekselansları, kararınızı ertelemek için sizi ikna edemez miyiz? | Open Subtitles | يا صاحب الغبطة، أما من شيء يقنعك بتأجيل ذلك؟ |
Çünkü bu gazeteyi seviyorum ve çöküşünü ertelemek için elimden gelen her şeyi yaparım. | Open Subtitles | لأنني احب هذه الصحيفة فسأفعل كلما في قوتي لتأخير زوالها |
Lütfen doktora randevumu ertelemek zorunda olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | من فضلك أخبري الطبيبة أنني سأضطر لإعادة جدولة موعدي |
İptal etmek değil de, ertelemek belki? | Open Subtitles | حسناً ربما لا تلغيه ، ربما أن تؤجله فقط ؟ |
Sanırım seansı ertelemek ikimiz için de iyi olacak. | Open Subtitles | أظن أن علينا أن نحدّد موعداً آخر |
Fazladan güvenlik ve diğer şeylerin olduğunu biliyorum, ama ertelemek için hala çok geç değil. | Open Subtitles | أعلم بأن لدينا جهاز أمن كافي ويزيد و لكن الوقت ليس متأخراً جداً للتأجيل |
Kolektomiyi ertelemek zorundayım. | Open Subtitles | وجراحة استئصال القولون سيتم تأجيلها. |