Eski bir dostumu görünce bu fikir aklıma geldi. | Open Subtitles | حصلت على الفكرة من رؤية صديق قديم |
Bir iki dakika önce çok Eski bir dostumu gördüm. | Open Subtitles | من ثلاث دقائق مضت فقط قابلت صديق قديم |
Yemek için Eski bir dostumu alacağım. | Open Subtitles | و لكن لدى صديق قديم على العشاء |
Bugün Attica hapishanesine uğrayıp Eski bir dostumu gördüm. | Open Subtitles | لقد توقفت عند"أتيكا" اليوم فى طريقى لرؤية صديق قديم |
Eski bir dostumu ziyarete geldim. | Open Subtitles | أتيت لأزور صديقاً قديماً |
Ayrıca Eski bir dostumu da görmeye geldim. Kenneth Marshall. | Open Subtitles | جزئيا, اننى هنا لأقابل صديق قديم |
- Eski bir dostumu göreceğim. | Open Subtitles | انا ذاهب لكى ارى صديق قديم لى. |
Eski bir dostumu aptal durumuna düşmekten kurtarmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول منع صديق قديم من أن يضر نفسه |
Aslında Eski bir dostumu arıyorum. | Open Subtitles | في الواقع أنا أبحث عن صديق قديم لي |
Aslında Eski bir dostumu arıyorum. | Open Subtitles | في الواقع أنا أبحث عن صديق قديم لي |
Eski bir dostumu son bir ziyarete gitmem gerek. | Open Subtitles | . اريد زيارة صديق قديم لمرة اخيرة |
Şimdi bana izin verirsen Eski bir dostumu ziyaret etmeliyim. | Open Subtitles | الآن، إن سمحت لي عليّ أن أزور صديق قديم |
Eski bir dostumu gördüğümü sandım. | Open Subtitles | أعتقد أني رأيت صديق قديم |
Eski bir dostumu arıyorum. | Open Subtitles | أنا أبحث عن صديق قديم ؟ |
Çok isterdim tatlım. Ama yarın San Diego'ya Eski bir dostumu görmeye gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | كنت أتمنى يا عزيزتي لكن يجب أن أذهب إلى (سان دياجو) لأرى صديق قديم |
Eski bir dostumu görmeye geldim. | Open Subtitles | أتيت لأرى صديق قديم. |
Ve Eski bir dostumu özlediğimi. | Open Subtitles | وانا افتقد صديق قديم |
Eski bir dostumu görmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لرؤية صديق قديم. |
Sadece Eski bir dostumu kolluyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أبحثُ عن صديق قديم |
Eski bir dostumu ziyaret ediyorum. | Open Subtitles | أتيت لأزور صديقاً قديماً |