piksel sayısıdır. Bu aynı zamanda son derece esnek bir mimari. | TED | في أي لحظة من اللحظات. وهي أيضاً عبارة عن شكل هندسي مرن للغاية |
Tamam, on olsun,sen ne zaman uygun görürsen. Ben esnek bir adamım. | Open Subtitles | بالطبع، خذي عشرة أو ما ترينه مناسباً، أنا شخص مرن |
İlk kabarcık uzun esnek bir tüp şekline döndü. | Open Subtitles | الحويصلة الداخلية كلها تصبح ذات أنبوب طويل مرن |
bu, hissedecek bir şey olmadığı anlamına gelir. Böylece çok, çok esnek bir arayüze sahip olabiliriz. | TED | هذا يعني أنه لا يوجد شيء لتشعر به، لذا يمكننا أن نملك واجهة مرنة. |
Hem güçlü hem esnek bir bitki molekülü evrildi fazlaca yükü taşıyabilen ve aynı zamanda rüzgarda kırılmadan eğilebilen bir malzeme. | Open Subtitles | تطوَّر جزيء نبات و الذي بنى مادةً قوية و مرنة يُمكنها دعم الكثير من الوزن, حتى تنحني في الريح من دون أن تُكسر. |
Kedi bacağının son önemli özelliği çok esnek bir yapıda olmasıdır. Böylece darbelere ve dış güçlere dayanaklıdır. | TED | والخاصية الأخيرة المهمّة هي السلوك المرن جدا لأطراف القط، للتعامل مع الآثار والقُوى. |
Çünkü kurbanlarını boğazlarından aşağı esnek bir polimer dökerek boğuyor ve onlara oyuncak bebek kıyafetleri giydiriyor. | Open Subtitles | لأنّه يخنق ضحيّته بمركّب مرن يسكبه في حلقها، ويكسوها كدمية. |
Düz, esnek bir kabuğa sahip olan bu hayvan, kayalardaki yarıklara saklanabilir. | Open Subtitles | واحد من الاستثناءات الافريقية هي هذه السلحفاة والتي تملك درع مرن ومسطح، يسمح لها بالاختباء في الاخاديد الصخرية |
Öte yandan, 2050 itibari ile, bu sistem, modern, güvenli ve esnek bir bir elektrik sistemine dayanan son derece zarif bir şekilde tutumlu araç, bina ve fabrikalar ile verimli, birbirine bağlı ve düzgün dağıtımın olduğu bir sistem haline gelebilirdi. | TED | رغم ذلك, فانه يمكنه بحلول عام 2050 أن يكون نظاما اقتصاديا, و مترابط و موّزع بين السيارات الاقتصادية و المصانع والمباني التي تعتمد جميعها على نظام كهربائي حديث .و آمن و مرن |
Merkezde ise bir porumuz yani esnek bir zarımız var. Zarın üstüne hücrelerimizi mesela, akciğer hücreleri diyelim, koyabiliyoruz. Onların aşağısında da kılcal hücreler var, kan damarlarımızdaki hücreler. | TED | في المركز، هناك غشاء مشاميّ مرن يمكن من خلاله إضافة الخلايا البشريّة من الرئتين مثلا، و أسفلها هناك خلايا الشعيرات الدموية، وهي الخلايا بأوعيتنا الدموية. |
Burada neyimiz var, biliyor musun? esnek bir ürünümüz var. Bu ne demek biliyor musun? | Open Subtitles | لدينا منتج مرن أتعرف ما معنى ذلك؟ |
Çok benziyorlar ama ten, esnek bir zemindir. Pek çok değişken vardır. | Open Subtitles | تبدو متشابهة لكن البشرة سطح مرن |
Çoğunlukla esnek bir organ. | TED | في معظم الاوقات هو عضو مرن. |
Onla yapabileceklerimizin boyutunu değiştiriyor ve geliştirdiğimiz şey bizim deyimimizle FFTT bir Yaratıcı Avam çözümü inşaatta çok esnek bir sistem inşa etmek için bu geniş panellerle istediğimiz zaman altı katı aynı anda yukarıya doğru eğebiliyoruz. | TED | إنهم يغيرون مستوى الأشياء التي يمكننا عملها، والذي طورناه هو شيء نسميه إف إف تي تي، وهو حل منظمة المشاع الابداعي لبناء نظام مرن جداً للبناء باستخدام تللك الالواح الكبيرة حيث نغطي ستة طوابق في وقت واحد إذا أردنا. |
İzafiyet teorisi gösterdi ki, uzay madde ve enerjiyle değişebilen esnek bir yapıdan oluşmakta | Open Subtitles | للعظيم (ألبريت آينتشاين) نظريته النسبية وضحت أن الفضاء هو نسيج مرن |
ve bunlardan bazılarını kullanırsınız. İşte, bisiklet tüp valfinin bir ucunu alırsınız, içine iki kibrit çöpü koyarsınız ve esnek bir birleşim elde edersiniz. | TED | وبعض هذه النماذج -- نأخذ القليل من صمام أنبوب الدراجة هنا، ونضع عودي ثقاب داخله، فتنشئئ وصلة مرنة. |
Her akşam çadırdan, tamamı güneşle çalışan bir dizüstü bilgisayar ve özel yapım bir uydu vericisi ile canlı olarak blog yazdık: Çadır üzerinde esnek bir fotovoltaik panelimiz vardı. | TED | وسجّلنا مذكراتنا مباشرة كل مساء من الخيمة باستعمال حاسوب محمول وجهاز ارسال مخصص يعمل بالاقمار الصناعية، كلاها تعمل بالطاقة الشمسية: و كانت لدينا خلية ضوئية مرنة فوق الخيمة. |
esnek bir ideolojiye fırsat vermek. | TED | نحتاج إلى يوم جديد بإيديولوجية مرنة. |
Kalp, ne kadar esnek bir şeymiş meğer. | Open Subtitles | إن القلب عضلة صغير مرنة جداً جداً |
Kıvrımlı alet izlerine bakacak olursak esnek bir tür testere kullanılmış. | Open Subtitles | حُكْم بهذه المُقَوَّسِ الأداة تُؤشّرُ، نوع من المنشار المرن إستعملَ. |
Bu da bize suyun altına sokulmadan önce esnek bir iple boğulduğunu gösterir. | Open Subtitles | -بنوع من الرباط المرن قبل إجبارها على الغرق . |