Neden bu kadar etkilendiğini, neden reddettiğini ve devam etmenin senin için neden zor olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | لقد فهمت لماذا انت متأثر جدا؟ لماذا انت رافض؟ |
İki ay vahşi hayvanlarla yaşadı ve babanızın ne kadar kolay etkilendiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | , حسنا , هو كان يعيش بين حيوانات برية لشهرين وأنتم تعرفون كيف والدكم يمكن أن يكون سريع متأثر |
Şu anki gıda güvensizliğinin bu değişimler tarafından ne kadar etkilendiğini anlatmak isterdim. | TED | كنت أتمنى لأخبركم كم أن الأمن الغذائي اليوم قد تأثر بتلك التغيرات، |
Açıkcası bundan biraz çekiniyordum ve benim açık hava malzemelerimle, senin çok etkilendiğini düşündüm. | Open Subtitles | كنت نوعاً ما خائفة لأنني شعرت انك منبهر جداً من مهاراتي الخارجية |
Afrika'nın bu virüslerden etkilendiğini biliyorsunuz. | TED | كما تعلمون أن أفريقيا متأثرة بهذه الفيروسات. |
Sağlığının cuma gününden önce yaptığın bir şeyden etkilendiğini söyleyebiliriz. | Open Subtitles | لنقل أن صحتنا تتأثر بالأشياء التي فعلناها من قبل الجمعة الماضي |
Belediye başkanı kendi sorumluluklarını sırtlamanızı ne kadar umursadığını ve etkilendiğini bilmenizi istiyor. | Open Subtitles | يريد المحافظ منكم أن تعرفوا كم هو يهتم وكم هو متأثر لما تتحملونه على عاتقكم من مسؤولياتكم الخاصة. |
Sanırım sen bu dünyadan ne kadar etkilendiğini kabul etmek istemiyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك متأثر بهذا العالم لكنك لا تريد الإعتراف بذلك |
Le Verrier, Merkür'ün rotasının henüz keşfedilmemiş bir gezegenin çekiminden etkilendiğini öne sürdü. | Open Subtitles | لقد عُرِضَ ان مسار المشتري متأثر بجاذبية كوكب اخر لم نكتشفهُ بعد |
etkilendiğini sanmıyorum, korktuğunu da. | Open Subtitles | لا اظن انه متأثر اظن انه فزع |
Dr. Wyatt, yetenekli olduğunu, klasik olarak eğitilmiş bir basçıdan etkilendiğini söyledi... | Open Subtitles | د. (وايات) أخبرني أنكَ بارع جداً عازف غيتار جهير متدرب جيداً متأثر بـ ما إسمهُ... |
Küllerini savururken Paul'un etkilendiğini bilmek hoşuna gidecektir. | Open Subtitles | ستكونين سعيدة لمعرفة أن بول قد تأثر عندما نثر الرماد |
Bilmiyorum. Fakat hikâyenden çok fazla etkilendiğini söyleyemeyeceğim, Len. | Open Subtitles | لا أعرف ولا أظنه تأثر بتلك القصة ليني |
Bu durum neden sadece bir zeminin etkilendiğini açıklıyor. | Open Subtitles | ذلك يُفسر لماذا فقط طابق واحد تأثر. |
O kişi adına konuşacak olursam acayip etkilendiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | بوسعي التحدث نيابة عن ذلك الرجل وأقول أنه منبهر للغاية. |
Kalemden çok etkilendiğini farkettim. | Open Subtitles | لاحظت بأنّك كنت منبهر بالقلم |
Seth bana Matt'in bayağı etkilendiğini söyledi. | Open Subtitles | سيث أخبرني أن مات كان منبهر. |
Çok yaratıcı bir akımdan etkilendiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى بأنّكِ متأثرة بحركة الناقد. |
ilk olarak sizi asla sevmediğini itiraf etti, sadece sahip olduğunuz yücelikten etkilendiğini, sizden değil; | Open Subtitles | أولاً أعترفت بأنها لم تحبك قط فقط كانت متأثرة بالحصول عليك ليس لشخصك |
Ay döngüsünden etkilendiğini söylüyor saçmalık sanıyordum ama sanırım haklı. | Open Subtitles | ..تقول أنها تتأثر بعملية ..المد والجزر ، والذي أظن ..انه هراء ، ولكن هي محقة |