Neden yalnız olduğumu sorduğunda çıkma teklif etmediğin için dediğim günü... | Open Subtitles | عندما سألتني عن سبب كوني عزباء؟ وأجبتك لأنك لم تدعوني للخروج |
Zahmet edip de kontrol etmediğin için hepimiz ölebilirdik! | Open Subtitles | كدنا أن نموت جميعاً لأنك لم تنظر إلى فوق |
Mesele, sen bir kâğıt parçasını teslim etmediğin için bütün günümü çalışma odasında geçirmek zorunda olmam. | Open Subtitles | بأنه سوف يكون علي قضاء اليوم فى قاعة الدراسة لأنك لم تسلم تلك الورقة البسيطة |
Başımıza musallat etmediğin için memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك لم تدع باور يفعل ما يريد |
Çirkin ördek yavrusu seni. Vak vak. Yardım etmediğin için teşekkürler Carol. | Open Subtitles | أه, أيتها البطه القبيحه. شكراً على لا شيئ كارول! |
Teşekkürler, Jon, pes etmediğin için. | Open Subtitles | شكرا لك، يا جون لأنك لم تستسلم |
Atılmadığın ya da yakın zamanda şehri terk etmediğin için mutluyum. | Open Subtitles | لكني فقط سعيد لأنك لم تفصلي |
Beni olduğum gibi kabul etmediğin için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأنك لم تتقبلني. |
Buluşmamızı iptal etmediğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لأنك لم تلغي الاجتماع |
Biliyor musun, Evi terk etmediğin için mutluyum. | Open Subtitles | أتعلم؟ إنني سعيد لأنك لم ترحل |
İntihar etmediğin için sevindim demek istiyorum. | Open Subtitles | ... أعني لأنك لم تنتحر |
İşte geliyor, yardım etmediğin için sağol. | Open Subtitles | و ها هي اتيه شكراً على لا شيء |
Yardım etmediğin için sağ ol! | Open Subtitles | شكراً على لا شيء |