"etrafımızı" - Translation from Turkish to Arabic

• عزلونا
• تحيط بنا
• محاطون
• محاطين
• يحاصروننا
• يحيط بنا
• المحيط بنا

Ülkemizin iyiliği için, Berlin'i terk etmelisiniz. Ruslar neredeyse etrafımızı sardı.
يجب أن تترك برلين الروس عزلونا تقريبا

Bu akşam etrafımızı sarmış şu kelebekler gibi değişim, yeni başlangıçlar zamanı geldi.
مثل هذه الفراشات التي تحيط بنا هذا المساء لقد حان الوقت التغيير بدايات جديدة

etrafımızı akrepler ve yüzümüze gülen yılanlar sarmış ve oğlumuzun bir malumatı yok.
محاطون بالسموم و الأفاعي السامة المبتسمة و إبننا يعترف بعدم المعرفة ؟

Bu prensipler yüzünden bir gün bir uyanacağız yeşil bereliler etrafımızı sarmış ve anlamadığımız bir dilde emirler yağdırıyor olacaklar.
شكرا لهذه المبادىء سنصحو يوماً محاطين بجنود حفظ النظام ذوي الزي الأخضر مع كلام أجنبي

Yani Japonlar etrafımızı sardı. Canını sıkan bu mudur?
إذاً البابانيون يحاصروننا هل هذا ما يضايقك؟

Bu yeteneğin merkezinde etrafımızı saran termal radyasyonu kontrol edebilmek yatıyor.
جوهر هذه القدرة، هو أن نكون قادرين على التحكم في الإشعاع الحراري الذي يحيط بنا تمامًا.

Dirk Helbing'in belirttiği gibi, bizimle ilgili olan ve etrafımızı saran bu karmaşıklığı gerçekten anlamıyoruz.
كما وضّح ديرك هلبينغ في الاقتباس الأخير، نحن لا نفهم كثيراً التعقيد المرتبط بنا، المحيط بنا.

Berlin'i terk etmelisiniz. Ruslar neredeyse etrafımızı sardı.
يجب أن تترك برلين الروس عزلونا تقريبا

Ağaçların arasından fısıldıyor rüzgar Sarıyor etrafımızı yıldızlar
تهمس الرياح من خلال الأشجار والنجوم البعيدة تحيط بنا

Enerjisi bizi çevreler... ..etrafımızı kaplar.
أنها الطاقة التى تحيط بنا و تربطنا

Yanlış yoldaymışız! Düşman etrafımızı çevirdi.
هناك خطأ نحن محاطون من قبل الأعداء

Bir yılan çukurundayız, etrafımızı akrepler çevirmiş.
نحن في وكر ثعابين محاطون بالسموم

Dünyayı kurtarmadan önce kellemizi kurtaralım çünkü eşkıyalar etrafımızı sardı!
علينا ان ننقذ اعناقنا قبل ان ننقذ العالم بأسره نحن محاطين بــ قطاعين الطرق

Her yerde savaş vardı, düşman etrafımızı sarmıştı.
حروب في كل مكان محاطين من قبل الأعداء

etrafımızı sardıkları doğru mu?
هل هم يحاصروننا بالفعل ؟

Konu etrafımızı çevreleyen havadır.
إنه حول هذا الهواء الذي يحيط بنا.

Dudaklarımız kanarken kızartan güneş ve etrafımızı içersek bizi öldürebilecek olan sularla kuşatmanı sağlayan komik fikrin için.
الشمس التي تجعل شفاهنا تتشقق حتى تنزف والماء المحيط بنا والذي سيقتلنا لو شربنا منه