"etrafımızdaki dünyayı" - Translation from Turkish to Arabic

    • العالم من حولنا
        
    Ama bir şeyler yapıyor olmak gurur duymamızı sağlar, çünkü etrafımızdaki dünyayı bizim yaptığımızı düşünürüz. TED وكان هذا فخراً لنا ان نقوم بصناعة ما نحتاج اليه ان العالم من حولنا من صناعتنا
    etrafımızdaki dünyayı araştırmak oldukça kolaydır ve unutmayın en büyüleyici konulardan biri gözlerimizin tam arkasında yatar. TED من السهل استكشاف العالم من حولنا وننسى أن أحد أعاجيبه تكمن وراء أعيننا.
    Özgün olmak kolay değil, ama şundan şüphem yok: Özgünlük, etrafımızdaki dünyayı iyileştirmenin en iyi yolu. TED حسناً، ليس من السهل أن تكون مبدعاً، ولكن ليس لدي أي شك حول هذا الأمر، تلك هي أفضل وسيلة لتحسين العالم من حولنا.
    etrafımızdaki dünyayı arşivlemek insanoğlunun doğasının bir parçasıdır. TED إن أرشفة العالم من حولنا هي جزء من الطبيعة البشرية.
    etrafımızdaki dünyayı anlamamıza yardım eden şey. TED وهي ما يساعدنا على فهم العالم من حولنا.
    bilardo masasındaki topların masa yüzeyinde kalmaya devam edeceği gibi bizim etrafımızdaki dünyayı oluşturan atomlar ve parçacıklar da bizim membranımızda kalmaya devam ederler Open Subtitles الذرات والجزيئات التى تخلق المادة فى العالم من حولنا ستظل فى غشائنا الدقيق,
    Sadece etrafımızdaki dünyayı değil kendimizi nasıl gördüğümüzü de. Open Subtitles ليس فقط العالم من حولنا ولكن حتى, كيف ننظر لأنفسنا؟
    etrafımızdaki dünyayı anlamak için biraz daha çaba sarf etmemiz gerekiyor. Open Subtitles علينا أن نفهم العالم من حولنا بشكل أفضل.
    Ve bunu okullarda öğretmeliyiz, ya da birçok yolla toplum içinde vermeliyiz -- tamir edebilme yeteneği, etrafımızdaki dünyayı şekil verme ve yeniden oluşturma becerisi. TED وعلينا ان ندخل هذه الرغبة الى المدارس والى مجتمعاتنا عبر عدة طرق انها القدرة على التفكير الابداعي والقدرة على اعادة تشكيل العالم من حولنا
    Bu gerçekten bize, etrafımızdaki dünyayı anlamamız için yeni bakış açısı sağlıyor. TED إنها حقاً توفر لنا عدسة جديدة لفهم العالم من حولنا .
    Her birimiz her gün etrafımızdaki dünyayı etkiliyoruz, ve siz bilim insanları biliyorsunuz ki aslında- bütün gün yatakta kalsanız da, oksijen alıp CO2 veriyorsunuz, ve muhtemelen tuvalete gidiyorsunuz, ve bunun gibi şeyler. Dünyada bir fark yaratıyorsunuz. TED كل شخص منا يؤثر على العالم من حولنا يومياً، وأنتم العلماء تعلمون بأنه لا يمكنك في الواقع -- حتى إذا جلست غلى السرير طوال اليوم، فأنت تستنشق الأكسجين وتزفر ثاني أكسيد الكربون، وربما ذاهب إلى المرحاض، وأشياء من هذا القيبل. أنت تحدث فارقاً في العالم.
    MR: Bu grafiğin söylediği şey, Ray Kurzweil'dan geliyor, bilgisayarın donanım, aygıt ve yazılımını işleme sürecindeki oran eğri boyunca artıyor, 2020 yıllarında, bugün önceki sunumlarda da gördüğümüz gibi, bilgiyi ve etrafımızdaki dünyayı insan zihni ile aynı oranda işleyen bilgi teknolojileri olacak. TED (مارتين): ما يعنيه هذا المخطط -من مصممه ray kurzweil- ان سرعة التطور في المعالجة الحاسوبية في معدات الحاسوب و في برامج الحاسوب الثابتة و البرمجيات، تتزايد مع المنحنى ما سيحدث انه في عام 2020 -كما راينا في عرض مسبق اليوم- سيكون هناك تكنولوجيا معلوماتية تعالج المعلومات و العالم من حولنا بسرعة مماثلة لسرعة العقل البشري.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more