Düşündüğü insanın mutluluğunun sebebi, düşünen insanı mutsuz etse bile. | Open Subtitles | حتى لو كان سبب السعادة يجعل الشخص الأول غير سعيد |
Majesteleri tüm diğer hususlardan feragat etse bile bu ülkede azınlık olan milyonlarca Müslüman tebaasına karşı sorumluluğu var. | Open Subtitles | حتى لو تمكن جلالته من تجاهل كل الاعتبارات الأخرى فان لديه واجبا تجاه الملايين من المسلمين الذين يمثلون قلة هنا |
Jüri bunu kabul etse bile sonra yine hapse girecek. | Open Subtitles | حتى لو منح القاضي ذلك الامر ليس سوى تأجيل |
Wudan onu kabul etse bile kocası itiraz edebilir. | Open Subtitles | حتى إذا وادن يَقْبلُها، زوجها قَدْ يُعارضُ. |
Benim verdiğim para ise garanti. Teklifi kabul etse bile savcı dava açabilir. | Open Subtitles | حتى مع إسقاط التهم يوجد حق عليها هنا |
Bir şekilde hareket etmeye devam etse bile zaman geçtikçe mıknatısın gücü azalacak ve nihayetinde duracaktır. | TED | وحتى لو استمرت بالتحرك بطريقة ما، فستتحلل قوة المغناطيس مع الوقت، وسيتوقف في النهاية عن العمل. |
Eğer bütün mahkumlar sana hizmet etse bile, basit silahlarla Sokar ile savaşamazsınız. | Open Subtitles | حتى لو كل السجناء أصبحوا يخدمونك لا يمكنك محاربة سوكار بأسلحة محدودة |
Eğer bir dinazor kafasını benim kıçımdan çıkarıp şu kahve masasını mundar etse bile, | Open Subtitles | حتى لو جاء دينصور و ادخل رأسه بين مؤخؤتي و اكل هذه الطاولة |
Eğer bir dinazor kafasını benim kıçımdan çıkarıp şu kahve masasını mundar etse bile, | Open Subtitles | حتى لو جاء دينصور و ادخل رأسه بين مؤخؤتي و اكل هذه الطاولة |
Jonas bana yardım etse bile, ona güvenmiyorum. | Open Subtitles | حتى لو كان جوناس سيساعدني ، أنا لا أثق به. |
Birini paramparça etse bile ne yaptığının farkında olmayabilir. | Open Subtitles | حتى لو مزق شخص ما على حده، قد لا يُدرك ما قام به. |
Yani takımı maçları kaybetmeye devam etse bile sırf televizyona çıkmak için Andrea maçlara gitmekten vazgeçmeyecek mi? | Open Subtitles | حتى لو واصلوا الخسارة , هي ستذهب فقط لظهر على التلفاز |
Ama yardım etmeyi kabul etse bile bir şeyler bulabilir mi? | Open Subtitles | لكن حتى لو كانت مستعدة للمساعدة أتعتقد بإمكانها الوصول لشيء؟ |
Gerçekten alıntıladığını itiraf etse bile en azından ona güvenmeliyim. | Open Subtitles | حتى لو قالت ذلك لقد انتحل الكتاب على الأقل عليَ الوثوق بها |
Beni işimden etse bile ona tutunup yaşayabilirim. | Open Subtitles | حتى لو قادني هذا للخروج من العمل وسوف يكون هذا التمسك |
Yaptığın işi öğrenip seni ihbar etmekle tehdit etse bile mi? | Open Subtitles | حتى لو إكتشف أنّكِ كُنتِ تخدعين وهو هدّد بإيقافك؟ |
Sifacin seni benim icimde tutmayi kabul etse bile, ben hâlâ bir mahkum olacagim. | Open Subtitles | حتى لو وافق مُعالجك على ابقائك بداخلي سأظل سجينة |
İnsanı felç etse bile bunun önüne geçemezsin. Ne işe yarayabilirsin ki? | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ دَفْعه جانباً، حتى إذا كنت شَللتَ بواسطته. |
Yüzün ölümü ifade etse bile, doğrulamak istedim. | Open Subtitles | .. وجهكَ أردتُ التأكد منه ، حتى إذا كان ذلك يعني الموت |
Birisi çıkıp Charlie keçi sikti desin keçi dahi bunu inkar etse bile adamın adı keçi siken Charlie kalır. | Open Subtitles | قال أحدهم إن (تشارلي) أقام علاقة مع عنزة حتى إذا أنكرت العنزة ذلك فسيموت وهو معروف بذلك |
Melissa ve Wren yardım etse bile sonsuza kadar saklanamazdı. | Open Subtitles | لن يتمكن من الاختفاء الى الأبـد " حتى مع مساعده "ميليسا" و "وارن |
etse bile güvenilir bir tanık değil. | Open Subtitles | وحتى لو إستطاع ذلك، فهو شاهد لا يمكن الإعتماد عليه. |