Benim için bu son iyiliği yap ona hak ettiği hayatı yaşatabilirsin. | Open Subtitles | أسدِ لي هذا الصنيع الأخير، و بإمكانك أن تمنحها الحياة التي تستحقّها. |
Geri dönüp ona hak ettiği hayatı vereceğim, zorla yaşadığı hayat değil. | Open Subtitles | وأنا سوف أعود وأمنحه الحياة التي يستحقها ليس الحياة التي أُجبر عليها |
Terk ettiği hayatı geri gelip başına bela oldu. | Open Subtitles | المصير جعل الحياة التي تركها عادت لتطارده |
Ona hak ettiği hayatı verememekten korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أنني لن اكون قادرا على اعطائها الحياة التي تستحق. |
O, Thomas Kent'e... Viola De Lesseps'in hayal ettiği hayatı verebilir. | Open Subtitles | سيعطي (توماس كنت) الحياة التي لطالما حلمت بها (فيولا دي ليسبس) |
İkimizin hayal ettiği hayatı kurabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تعيشي الحياة التي حلمنا بها |
Wyatt'a hak ettiği hayatı vermek istedim. | Open Subtitles | (أردتُ فقط أن أمنح (وايت الحياة التي يستحقها |
Çünkü Penny'i seviyorum ve ona hak ettiği hayatı yaşatmak istiyorum. | Open Subtitles | ,(لإنني أحب(بيني وأريد أن أجعلها تعيش الحياة التي تستحقها |
Onu gerçekten seviyorsan bu konuda benimle hemfikir olup hak ettiği hayatı yaşamasına müsaade edersin. | Open Subtitles | إن كنت تحبينه حقاً فستسانديني في هذا القرار وستتركينه ليعيش الحياة التي يستحقها -ما) )! |