| Mormon Klisesinin ölüleri vaftiz ettiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أيضا أن الكنيسة المرمونية تعمّد الموتى |
| Orkidelerin, seçkin ve âlim bir ruhu temsil ettiğini duydum. | Open Subtitles | ..... لقد سمعت أن تلك السحلبيات تمثل روح الفخر النبيلة |
| Kütüphanenin çoğu referans kitabının binanın bu kısmına göç ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن مراجع معظم المكتبة هاجرت إلى هذا الجزء من المبني |
| Diğer katlarda insanların yemek için karılarını takas ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن الناس يقايضون بزوجاتهم مقابل المال في الطوابق الاخرى |
| Bu konuda birkaç kişiye yardım ettiğini duydum. Ben kaybedenlerle vakit harcamam, Tommy. | Open Subtitles | سمعت أنك ساعدت رجلين لأخذ شهادة الثانوية |
| Kasabada Dr. Freeman'la gününü gün ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنك تتسكع حول المدينة مع الدكتور فريمان |
| - Dün birilerinin seni tehdit ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه هناك شخص ما كان منتظر وصولك بكل شغف |
| Geçen gün hastanede şüphelimizi ziyaret ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ زرتِ مشتبهنا اليوم التالي في المستشفى |
| Bana "Çünkü merkezi inşaa ettiğini duydum, ve bunu yaptığına inanmadım ve kendim görmek istedim. | TED | قال "لانني سمعت انك بنيت المركز ولم اصدق انك فعلت ذلك، فاردت ان اتاكد بنفسي. |
| Bugün iki erkek pengueni çok mutlu ettiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ بأنكِ جعلتي ذكرين من البطاريق سعيدين جداً هذا اليوم |
| Okulda çorbamdan şikâyet ettiğini duydum, al bakalım. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنكِ أشتكيتِ للمدرسة بشأن حسائي لذا ها نلتِ ذلك |
| Annemle babamın yine kavga ettiğini duydum. Seslerine uyandım, aşağıya indim. | Open Subtitles | لقد سمعت أمى وأبى يتشاجران مرة أخرى لقد أيقظانى فنزلت إلى الطابق السفلى |
| Polis şiddeti olduğunu iddia ettiğini duydum. | Open Subtitles | ماذا فعلت للمتهم لقد سمعت انه يشتكي من وحشية الشرطه |
| Bir postacının Battery Park'da fayton tespit ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن ساعي بريد لمح عربة ريكشا عند حديقة باتري. |
| Buraya geldim çünkü Yönetim Kurulunun sana başhekimlik teklif ettiğini duydum. | Open Subtitles | فقط جئت إلى هنا لأني سمعت أن مجلس الإدارة عرض عليك منصب رئيس الأطبّاء |
| Düz gece şerif Butterfield ile dans ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنك سوف الرقص مع شريف بترفيلد الليلة الماضية. |
| Burada okulu idare ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت.. أنك تديرين مدرسة هنا ــ نعم |
| Dracula'ya çok iyi uşaklık ettiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنك كنت كلب دراكولا المدلل |
| Çünkü, turneye çıkması için televizyon programını bırakmaya ikna ettiğini duydum, ...ama sanırım piyon senaristlerin ve havalı prodüktörlerin başarılı olamadı, değil mi? | Open Subtitles | أعترف بأن ذلك كان أفضل لأني سمعت بأنك أقنعتها بالتخلي عن البرنامج والذهاب في رحلة للتسويق لشريطها وأظن بأن كاتبك ومنتجك الرائع لم ينجحا بتحقيق ذلك، صحيح؟ |
| Evet, istifa ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه استقال |
| Anneme onu kendi kızıymışsın gibi büyüttüğü için teşekkür ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ شكرتها على تربيتها لكِ كـ طفلتها |
| Bu konuda birkaç kişiye yardım ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت انك ساعدت اثنين فى الحصول عليها |