Ben hala onların Pazar günü biletlerini hak ettiklerini düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا ما زلت عند اعتقادي بأنهم ما بيستاهلوا تذكرة الأحد |
Babamın sözleri insanlara uçaklardan ne kadar nefret ettiklerini hatırlattı. | Open Subtitles | كلمات أبي ذكرتهم بأنهم كم كانوا يكرهون صوت هذه الطائرات |
Tik tak sesi ile insanları hipnoz ettiklerini biliyor musun? | Open Subtitles | تَعْرفُ بأنّهم كَانوا يُنوّمونَ الناس بصوتِ دقّ؟ |
Evrendeki kötülüğü temsil ettiklerini de duymuştum. | Open Subtitles | سَمعَت أيضاً بأنّهم يُمثّلونَ أسوأ شرِّ في الكونِ |
Sana sadece seçmeleri iptal ettiklerini söylemek için aramıştım, bu yüzden, belki de başka bir şey için dua etmelisin. | Open Subtitles | إتصلت لأخبرك أنّهم ألغوا الإنتقاء لذا فبوسعكِ الصلاة لشيء آخر |
Hayır, bence erkek arkadaşına gidelim. Kavga ettiklerini biliyoruz. | Open Subtitles | .كلاّ. أقول أن نعود مُجدداً إلى خليلها .نحن نعلم أنّهما تشاجرا |
Kavga ettiklerini duymaman mutlu oldukları anlamına gelmez. | Open Subtitles | كونك لم تسمعيهم يتشاجروا لا يعني أنهم كانوا سعداء |
Bizi alt ettiklerini sandılar ama beni hesaba katmadılar. | Open Subtitles | لقد ظنوا بأنهم سيتميزون علينا لكن لا يُتكل عليهم بدوني |
Seni zorladıklarını, beynini yıkadıklarını, tehdit ettiklerini söyle. | Open Subtitles | قولي لي بأنهم أجبروكِ على فعل ذلك أو انهم غسلوا دماغكِ أو هددوكِ |
Gazetede yazıyordu. Yazdıklarının doğruluğunu kontrol ettiklerini varsaydım. | Open Subtitles | لقد كانت مكتوبة على ورق،وافترضت بأنهم تأكدو منها قبل كتابتها |
Beni sorgulayan kadın, insanları tek kişilik hücrelerde yıllarca tecrit ettiklerini böylelikle mahkumların dayanamayıp suçu kabullendiklerini söyledi. | Open Subtitles | تلك المرأة قالت لى بأنهم وضعو أناسا فى زنزانة العزل لسنوات حتى يعترفوا |
Cougars Bu geceki maçı Lynn'ın hatırasına ithaf ettiklerini bilmeni istiyorlar. | Open Subtitles | بأنّهم يُكرّسونَ لعبة اللّيلةِ في ذاكرةِ لين. |
Diğer taraftan, kopyam daha fazla inşa ettiklerini söyledi. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى, نسختي المطابقة قالتْ بأنّهم كَانوا يَبْنونَ المزيد. |
Ama gerçekten bunu kast ettiklerini sanmıyordum. | Open Subtitles | لكن لا أعتقد بأنّهم قصدوا ذلك بشكل حرفي. |
Çocuklar bizi alt ettiklerini sanıyorlar ama televizyon şirketine parayı ödeyen biziz. | Open Subtitles | يعتقدون بأنّهم غلبونا . لكننا نحن من يدفع إلى شركة الكيبل |
İnsanlar geleceklerini inşa ettiklerini düşünüyorlar aslında kendi mezarlarını kazıyorlar. | Open Subtitles | يظنّ البشرُ أنّهم يبنون مستقبلهم. بينما هم في الحقيقة يحفرون قبرهم. |
İnsanlar geleceklerini inşa ettiklerini sanıyorlar. Aslında kendi elleriyle mezarlarını kazıyorlar. | Open Subtitles | يظنّ البشر أنّهم يبنون، مستقبلهم، بينما هم يحفرون قبرهم بأيديهم. |
İngilizler, Fransız filosunun, Alman kontrolüne geçmesinden endişe ettiklerini söylemektedir. | Open Subtitles | الإنقليزيّون يحاولون تبرير تصرّفهم على أنّهم خشوا سيطرة الألمان على الأسطول الفرنسي |
Kendisinin sevdiği kadar havaifişekleri sevdikleri için kavga ettiklerini sanıyordu. | Open Subtitles | ظنّ أنّ سبب ذلك هو أنّهما يحبّان الألعاب النارية بقدر ما يحبها هو |
Bir suça tanıktık ettiklerini, ve canlarına bir kast gerçekleştiğini söyledim zaten. | Open Subtitles | لقد قلت بالفعل أنهم كانوا شاهدون على جريمة محاولةللحفاظعلىحياتهم. |
Ama pazarlığı kabul ettiklerini söylemiştin. | Open Subtitles | لكن أظنك قلت أنهم عرضوا اتفاقية تخفيف حكم |
Onları yalnız oldurabilirsek belki buna devam edip neden birbirlerinden nefet ettiklerini unutmaya başlarlar. | Open Subtitles | لو أستطعنا فقط أن نجعلهما يحظييا بلحظة معاً، ربما سيبدئان فى التصالح وينسيا لِم يكرهان بعضهما |
Bana kalırsa, hayat böyle yanlış yol, hak ettiklerini buldular. | Open Subtitles | بقدر ما أنا مُهتم، إنهم حصلوا بالضبط .على ما يستحقونه |
- Bak, dedektif hak ettiklerini buldular, konu kapandı. | Open Subtitles | ...إسمعي، يا محققة لقد نالوا ما استحقوه نهاية القصة |
Santa Monica'daki bağlantılarımın, oğlun Charlie'nin hayatta olduğunu tespit ettiklerini bildirmekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | أنا سعيدُ لأنقِلَ لكُم أن معارفي بـ(سانتا مونيكا) أكدوا لتوّهم أن إبنكُما (تشارلي) على قيد الحياة. |