Üzülerek bildiriyorum ki, İmparatorluk elçisi görevini yapmış olan, Eustace Chapuys, İspanya'ya dönüşünden kısa süre sonra vefat etmiş. | Open Subtitles | يؤسفني أن أبلغك أن يوستاس تشابويس الذي كان مرة السفير الإمبراطوري هنا, قد مات بعد عودته الى اسبانيا بقليل |
Eustace Kendrick bu fabrikaya Olive Rix'in katilini bulmaya geldi. | Open Subtitles | وجاء يوستاس كندريك لهذا المصنع يبحث عن قاتل الزيتون ريكس. |
Sence hayalet, yani Gelin Sör Eustace'ı tekrar dışarı çekmeye mi çalışacak? | Open Subtitles | أتظن أن الشبح، العروس ستحاول جذب السير (يوستيس) على الخروج مرة أخرى؟ |
Sence hayalet, yani Gelin Sör Eustace'ı tekrar dışarı çekmeye mi çalışacak? | Open Subtitles | أتظن أن الشبح، العروس ستحاول جذب السير (يوستيس) على الخروج مرة أخرى؟ |
Eustace diye bir çocuk varmış. Boş bilgilerle dolu kitaplar okurmuş. | Open Subtitles | كان يا مكان, اسمه يوستس, يقرأ كتب بها حقائق عديمة الفائدة |
Korkma Eustace. Önce beni yenmeleri lâzım. | Open Subtitles | لا تقلق, يوستس, فعليهم اجتيازي اولا |
Binbaşı Eustace suçlu değil, Hastings. | Open Subtitles | الرائد (ايستوس) ليس هو الجاني سيد (هسيتنج) |
Kurucumuz Eustace Ballard ilk tuğlayı bu binaya kendisi koymuştur | Open Subtitles | الأب المؤسس يوستاس بالارد وضع اللبنة الاولئ في تاسيس نفسه |
Majesteleri. Ekselansları büyükelçi Eustace Chapuys. | Open Subtitles | يا صاحب الجلالة سعادة، السفير يوستاس شابويس |
Hayır Eustace, asıl üzücü olan şu ki, Katherine Howard asla iyi bir katolik ve iyi bir eş olmamıştır. | Open Subtitles | كلا, يا يوستاس الحقيقة المحزنة هي أن كاثرين هوارد لم تكن كاثوليكية جيدة ولا زوجة صالحة أبدا |
Raporda Eustace'nin annesinin adı ve adresi yazıyordu. | Open Subtitles | التقرير الصحفي الأصلي أعطى اسما وعنوانا لوالدة يوستاس. |
Yani Percy Malleson aslında Eustace Kendrick'miş. | Open Subtitles | لذلك بيرسي ماليسون هو في الواقع هذا يوستاس كندريك؟ |
Düne kadar Eustace Kendrick Britanya Elektrik için çalışıyordu. | Open Subtitles | حتى يوم أمس، كان يوستاس كندريك يعمل من أجل بي. |
İspanya İmparatoru V. Charles'ın büyükelçisi ekselansları Eustace Chapuys'u tanıştırayım. | Open Subtitles | (دعيني أقدم لفخامتكِ (يوستيس تشابويس سفير الإمبراطور (تشارلز الخامس) ملك إسبانيا |
Söyler misiniz, Sör Eustace hiç Amerika'da zaman geçirmiş miydi? | Open Subtitles | أخبريني، هل قضى السير (يوستيس) بعض الوقت في (أمريكا)؟ |
Eustace Carmichael, bu gece öleceksin! | Open Subtitles | هذه الليلة يا (يوستيس كارمايكل) سوف تموت! |
- Kaybedecek zamanımız yok, Sör Eustace bu gece ölmeli. | Open Subtitles | الوقت يداهمنا سيموت السير (يوستيس) الليلة (هولمز) |
Sör Eustace bunu çok iyi biliyor tıpkı neden cezalandırılması gerektiğini bildiği gibi. | Open Subtitles | السير (يوستيس) يدرك ذلك تمامًا مثلما يدرك سبب معاقبته |
Tekrar çocuk oldum. Çocuk oldum! Eustace! | Open Subtitles | يوستس لقد رجعت فتى من جديد كما كنت |
Önemli değil Eustace. Ejderhayken daha güzeldin. | Open Subtitles | لا باس يوستس فقد كنت تنينا جيدا |
Circumlocution Ofis'ten Bay Eustace Barnacle. | Open Subtitles | سيد "يوستس بارنكل" من مكتب التدوير. |
Eustace, dayan! | Open Subtitles | و هذه ايضا يوستس اصمد |
Binbaşı Eustace hapse atılmış,cinayeti o mu işledi? | Open Subtitles | قبضتم علي الرائد (ايستوس) انه الجاني , اليس كذلك ؟ |