| - Bu da Georgette, ev arkadaşım. - Merhaba dostum. | Open Subtitles | هذه جورجيت رفيقة السكن حسنا مرحبا صديقي |
| Tabii ev arkadaşım Marjorie ile. | Open Subtitles | في الواقع اتقاسمها مع رفيقتي بالسكن مارجوري |
| Buradayım, çünkü deli ev arkadaşım bir şey kanıtlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | أنا هنا لأن شريكتي بالسكن المجنونة تحاول إثبات نقطة |
| ev arkadaşım tatlarının cennetten düşme birer parça gibi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | زميلتي في الغرفة وتقول أنها طعم مثل قطرات صغيرة من السماء. |
| Sheldon'ın hâlâ dostumuz ve benim ev arkadaşım oluğunu unutmayalım. | Open Subtitles | يجب أن نتذكر أن شيلدن لا يزال صديقنا و شريكي في السكن |
| Sorun değil. Görüşürüz, ev arkadaşım. | Open Subtitles | ليست بمشكلة ، أراك لاحقاً يا زميل السكن |
| Hayır... Şey, Evet, ev arkadaşım beni kullanmak istedi. | Open Subtitles | لا, حسنا , لقد كان رفيق السكن الذي اردته |
| Chip, bu ev arkadaşım Lucy Shmeeler.Muazzam bir kızdır. - Nasılsınız? | Open Subtitles | شيب ، هذه رفيقة سكني لوسي شميلر ، إنها فتاة عظيمة |
| ev arkadaşım. | Open Subtitles | رفيقتي في السكن, لقد مرّت بانفضال سيء للغاية للتو |
| ev arkadaşım olmak ayrıca her şeyimi kurcalayabilirsin demek mi oluyor? | Open Subtitles | هل بكونك شريكتي في السكن يضمن تعقبكي لكل تحركـاتي؟ |
| Biraz sonra öldüreceğim ev arkadaşım, mesajı bana vermedi. | Open Subtitles | سأطعن شريكى حتى الموت حتى لا يؤخر عنى الرسائل |
| Yarama tuz bastığın için sağ ol, ev arkadaşım. | Open Subtitles | أشكرك لتحليلك هذا يا رفيقة السكن |
| ev arkadaşım var. Takımım ve dostlarım var. Peyton'ın ve Lucas'ım var. | Open Subtitles | فلدى رفيقة السكن و فريق التشجيع و أصدقائى (و (بيتون) و (لوكاس |
| ev arkadaşım apartmanın yarısını davet etti. | Open Subtitles | رفيقتي بالسكن دعت أكثر صف المبنى ليشاهدوا التلفاز |
| İngiltere'de üniversite okurken, ev arkadaşım Teksas'lıydı. | Open Subtitles | عندما كنت بجامعة في انجلترا رفيقتي بالسكن كانت من تكساس |
| Geçen akşam öğrendim ki, ev arkadaşım Chloe senin çirkef romancınmış. | Open Subtitles | أكتشفت الليلة السابقة أن شريكتي بالسكن كلوي هي الروائي البغيض الخاص بك. |
| ev arkadaşım tam bir bağımlı. Odasından dışarı çıkmaz. | Open Subtitles | زميلتي في الغرفة مدخنة للحشيش لا تخرج أبداً من غرفتها |
| Sana bunları ev arkadaşım olarak anlatıyorum, uzman doktor olarak değil. | Open Subtitles | سأتحدّث إليك الآن بصفتك شريكي في السكن لا المشرف عليّ |
| Merhaba ev arkadaşım. Alışverişe gittim. | Open Subtitles | ...مرحباً يا زميل السكن ذهبت للتسوق |
| Phil. ev arkadaşım. Ayvayı yedi. | Open Subtitles | فيل رفيق السكن .في |
| Lucas, Chris Keller'dan bir çocuk doğuracağımı zannediyor... ve dedikoducu ev arkadaşım... berbat bir anne olacağımı inanıyor. | Open Subtitles | و رفيقة سكني التي نشرت الشائعة تظن اني سأكون أماً سيئة و هي محقة |
| ev arkadaşım, erkek arkadaşı taşınabilsin diye beni evden attı. | Open Subtitles | لقد طردتني رفيقتي في السكن تواً لكي يتمكن صديقها من السكن معها. |
| ev arkadaşım, flörte oyun olarak bak diyor. | Open Subtitles | شريكتي في السكن قالت لي يجب أن أتعامل مع المواعدة وكأنها لعبة |
| Bu "iki-isim konsepti" böcek beyinli ev arkadaşım için çok fazla oldu. | Open Subtitles | مفهوم لكى عدة أسماء كان ذلك فوق إستيعاب شريكى |
| Üstelik ev arkadaşım olacak. | Open Subtitles | و سوف يكون لي زميلة سكن |
| Sadece, eski kız arkadaşım, aynı zamanda ev arkadaşım oluyor. | Open Subtitles | ...إنّها فقط خليلتي السابقة، والتي بنفس الوقت زميلتي في السكن |
| Yeni daireme ilk taşındığımda çok gergindim. Yetişkinlik dönemimde, ilk kez ev arkadaşım yoktu. | Open Subtitles | حين إنتقلت للتو لشقتي الجديدة ، كنت عصبياً لأول مرة في حياتي البالغة ، ليس لدي شريك سكن |
| Biraz yaşlısın ama, bana borcu olan cerrah bir ev arkadaşım var. | Open Subtitles | أنت كبير السن إلى حدٍ ما، لكن شريك غرفتي جراح، وأنا أدينه. |