Eve dönerken taze çekilmiş kahve de alacağız. | Open Subtitles | و في طريقنا للمنزل سنأخذ قهوة طازجة أيضاً. |
Ama Eve dönerken, içeriden bir işbirlikçinin desteğine ihtiyacım olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | ولكن في طريقي للمنزل ادركت اني بحاجه لمصدر.. داخلي ليدعم كل شئ |
Böylece ben Eve dönerken, o havaalanına gidiyor olacaktı. | Open Subtitles | كان في طريقه إلى المطار .بينما كنت في طريقي إلى المنزل |
Eve dönerken kulak tıkacı kullanmak zorunda kalırdım yoksa. | Open Subtitles | لكانَ يتوجّب عليّ إرتداء سدّادات آذان في طريق عودتي للمنزل. |
Ya da şu ahmak Marcillac'ın Eve dönerken otobüste gevezelik etmesinden. | Open Subtitles | أو ذاك المرسيلي الذي ثرثر عليّ في الحافلة في طريق عودتي |
Ona Eve dönerken beni ormanda tuzağa düşürdüğünü söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أقول بأنّني كنت في طريقي إلى البيت إليه وأنت عملت لي كمين في الغابة |
Eve dönerken bir şeyler alırız. | Open Subtitles | سوف نحصل على شئ ونحن عائدين إلى المنزل |
Eve dönerken bana iki sosisli, bir parça pizza ve tavuk budu aldı. | Open Subtitles | اشترى لي اثنين من النقانق الحارة و قطعة بيتزا و علبة من قطع الدجاج أثناء العودة للمنزل |
Eve dönerken bunu bana açıklamalısın. | Open Subtitles | هذا الشخص سيجب عليكِ ان تفسيريه لي في طريقنا للمنزل. |
Tatlıyı Eve dönerken yemek zorundayız. | Open Subtitles | سنأكل الحلوى في السيارة في طريقنا للمنزل |
- Eve dönerken kertenkele de alırız. | Open Subtitles | و أنت سوف تحصل على سحلية في طريقنا للمنزل |
Ama Eve dönerken birisi bana sigara verecek, ona göre! | Open Subtitles | لكن عليكم أن تعرفوا سيُعطيني أحدكم سيجارة في طريقي للمنزل |
Eve dönerken öldürülüyorum. O zaman eve gitme. | Open Subtitles | لقد شاهدت هذا الفلم سأقتل في طريقي للمنزل |
Eve dönerken bira almak için eyaletler arası yolda mola vermiştim. | Open Subtitles | توقفت بجانب حدود الولاية لكي أشتري بعض الجعة في طريقي إلى المنزل. |
Geçen hafta buradan ayrildiktan sonra Eve dönerken onu aradim. | Open Subtitles | حينما غادرت الجلسة في الأسبوع الماضي اتصلت به في طريقي إلى المنزل |
Eve dönerken maçın son iki dakikasına yakalayabildim. | Open Subtitles | لكنني سمعت آخر دقيقتين أثناء عودتي للمنزل |
Eve dönerken pasta yeme yarışmasına katıldım. Hadi yatağa gidelim. | Open Subtitles | شاركت بمسابقة تناول الفطائر في طريق عودتي والآن لنأو للفراش |
İşten Eve dönerken de bana bir şey olabilir. | Open Subtitles | الشيء يُمْكِنُ أَنْ يَحْدثَ لي في طريقي إلى البيت مِنْ العملِ. هَلْ يَجِبُ أَنْ أَتوقّفَ عن العَمَل؟ |
Eve dönerken bir şeyler alırız. | Open Subtitles | سوف نحصل على شئ ونحن عائدين إلى المنزل |
Değil. Philadelphianın bir maçından Eve dönerken trafik kazasında öldü. | Open Subtitles | لا، ماتت بحادث سيارة (أثناء العودة من مباراة (فيلي |
Bu gece Eve dönerken, mezarlığın yanında dur ve 35-E numaralı boş bölmeyi yokla. | Open Subtitles | عند عودتك للمنزل الليلة, قف فى المدافن وتفقد قطعة الأرض الفارغه المنطقه 35 |
Tamam, Eve dönerken yolun üzerinde Wal-Mart'a uğramamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا، نَحتاجُ إلى توقّف في وال مارت في الطّريق إلى البيت. |
Eve dönerken o meyveleri yediniz. | Open Subtitles | و قد أكلت الفواكه في السيارة في رحلة العودة |
Eve dönerken, uykuya daldın ve babamın seni taşıması gerekti. | Open Subtitles | في طريق العودة للمنزل ذلك المساء نمتِ في القطار وحملك أبي على ظهره |
Eve dönerken yolda restorandan bir şeyler almaya ne dersin? | Open Subtitles | حسناً، هذه فكرة رواية ماذا بشأن جلبك للطعام في طريق عودتك للمنزل؟ |
Ama ben Eve dönerken, olağanüstü davranışın kafama takıldı ve düşünmeye başladım. | Open Subtitles | ،لكن بينما عدت في طريقي للبيت بدأت بالتفكير |