| Aklı başında olan herhangi biri, hüküm giymiş bir seri katilden evlilik teklifi alınca kaçardı. | Open Subtitles | أي شخص عاقل سوف يهرب من طلب زواج من قاتلة متسلسلة |
| Gerçek bir evlilik teklifi gibi duruyor, zor bir iş. | Open Subtitles | هذا يبدو و كأنه طلب زواج حقيقي |
| Şunu bil ki, keşfettiğin evlilik teklifi planım zor bir plandı. | Open Subtitles | عليك أن تعلم أن خطة عرض الزواج التي وجدتيها مجرد مسودة |
| evlilik teklifi kutlaması için bir gece yarısı yemeği hazırlamıştım... | Open Subtitles | حزمت وجبة منتصف الليل من أجل إحتفال عرض الزواج |
| Çoğu kadın kendilerine yapılan evlilik teklifi konusunda tuhaf düşüncelere kapılabilir. | Open Subtitles | بعد كل شئ ، إن جميع النساء تشعرن بشئ غريب تجاه طلب الزواج |
| Evet ama evlilik teklifi yok, ve 20 yaşındayım... | Open Subtitles | نعم، ولكن لا يوجد عرض زواج واحد وها أنا قاربت على العشرين |
| Mükemmel bir evlilik teklifi fikrim var. | Open Subtitles | لدي فكرة رائعة لعرض الزواج |
| - evlilik teklifi edilecek kadar. | Open Subtitles | جاد بما يكفي فقد طلب يدي الليله الماضيه |
| evlilik teklifi sundu. | Open Subtitles | لقد ارسل لنا طلب زواج |
| Dostum, evlilik teklifi değil ki bu. | Open Subtitles | يارجل إنه ليس طلب زواج |
| evlilik teklifi etmiyorum. | Open Subtitles | انه ليس طلب زواج |
| Teknik olarak göl kıyısındaki evlilik teklifi senin için değildi. | Open Subtitles | تقنياً عرض الزواج هذا الذى كان بجانب البحيره ... |
| evlilik teklifi için bir çok fikrim var. | Open Subtitles | فكرتُ بأفكارٍ كثيرة بخصوص عرض الزواج. |
| Bay Darcy evlilik teklifi mi etti? | Open Subtitles | السيد دارسي عرض الزواج! |
| Çünkü evlilik teklifi şu an düşündüğüm en son şey. | Open Subtitles | لأن طلب الزواج هو أبعد ما يمكنني القيام به |
| Buna bakınca evlilik teklifi kokusu alıyorum. | Open Subtitles | من مجرد النظر اليه اشعر بأن طلب الزواج قد اوشك... |
| evlilik teklifi numara değildi. | Open Subtitles | طلب الزواج لم يكن عذرا او احتيال |
| Ellsworth'ün bana yaptığı evlilik teklifi... hakkındaki fikrini değiştirmedin, değil mi Trixie? | Open Subtitles | أنت لم تغيري رأيك يا (تريكسي) أليس كذلك؟ بشأن قبولي عرض زواج (إلزورث) |
| evlilik teklifi aldın. | Open Subtitles | تلقيتِ عرض زواج |
| Az önce Babs Foster'ın Bayan Mayfair'e Tom'un kasaba meydanını evlilik teklifi gibi görünen bir şey için hazırladığını söylerken duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت للتو الأب(فوستر)يخبر سيدة(مايفير)أن( توم في ساحة البلدة يرتب ما يبدو وكأنه عرض زواج |
| Chuck'ın evlilik teklifi planı. | Open Subtitles | إنها خطة(تشاك)لعرض الزواج |
| AnnaBeth Nass şu Gainey'den bir evlilik teklifi aldı. | Open Subtitles | أنابيث ناس تقدم لطلب الزواج منها من قبل فتى الغايني |
| Yani bunu birisi bir şey için yapar, bilemiyorum işte evlilik teklifi yapacaksa mesela. | Open Subtitles | هذا يبدو كعمل... يفعله أحدهم إذا كانوا، لا أدري ينوون التقدم للزواج |