evrak çantasına sahte para koyduğumuz günleri hatırlıyorum ben. | Open Subtitles | أنا أتذكر عندما كانت أموال نقداً في حقيبة جلدية. |
12 milyon dolar evrak çantasına sığmıyor. | Open Subtitles | 12مليون دولار لا تتسع في حقيبة صغيرة |
Parayı Lillie teyzenin eski evrak çantasına koy. | Open Subtitles | ضع المال في حقيبة الخالة (ليلي) البيج القديمة |
Şeffaflıktan bahsetmişken Bernard'ın evrak çantasına bakıyordum ve bir şeye rastladım. Görmem gereken bir şey mi, bilmiyorum bile. | Open Subtitles | و بالحديث عن ذلك، كنت أبحث في حقيبة (برنارد)، و توقّفت عند شيء |