eyalet sınırlarını aşana dek koltuk hakkında şikayet etmeyi bırakmanız lazım. | Open Subtitles | ما أن تعبر حدود الولاية تكف عن الشكوى بخصوص المقعد الأمامي |
Şu anda eyalet sınırlarını geçtiğini biliyoruz, bu ülke çapında bir arama. | Open Subtitles | حسنا, الآن بما انه عبر حدود الولاية, فالبحث في كل البلاد انه لا يريد ان يلقى القبض عليه لذا فغالبا |
Çünkü artık bu dava eyalet sınırlarını aştı ve yasal olarak FBI'n olayı haline geldi demek oluyor. | Open Subtitles | لأن هذا يعني بان هذا المحتال قد عبر حدود الولاية و أصبحت قضية شرعية للمكتب الفيدرالي |
Reşit olmayan bir öğrenci ile birlikte kampüsten ayrılmışsınız ve eyalet sınırlarını aşmışsınız. Bir kütüphaneye gittik. | Open Subtitles | غادرت الحرم المدرسي مع طالبة قاصر وذهبت بها عبر حدود الولاية |
Beyaz bir kadınla evlilik dışı ilişki yaşamak üzere eyalet sınırlarını geçtiği için ilgili yasadan tutuklandı. | Open Subtitles | من خلال عبوره حدود الولاية ليقيم علاقة مع أمة بيضاء. هل ذلك صحيح، سيّدي؟ |
Ne kadar iyi görünümlü olursa olsun hiçbir adam için eyalet sınırlarını aşmaz. | Open Subtitles | لم تحمل قط حقيبة عبر حدود الولاية للرجل، مهما كان وسيمًا. |
Cesetlerin bırakıldığı alanların arası 237,5 kilometre. eyalet sınırlarını geçince cinayetler arasında bağlantı kurulamayacağını düşünmüştür. | Open Subtitles | يبتعد الموقعين 236 كم عن بعضهما لعله اعتبر أنه لو عبر حدود الولاية |
Mal eyalet sınırlarını geçmiş. | Open Subtitles | عبرت شُحنتنا للتو حدود الولاية. |
- Hatta kamyonun içine düştü ve eyalet sınırlarını geçerken gözden kayboldu. | Open Subtitles | - يا إلهي - لقد سقطت على شاحنة وبعدها اختفت خارج حدود الولاية |