Mesela oturma eylemi veya açlık grevi gibi. | Open Subtitles | مثل اعتصام أو .. اضراب عن الطعام |
İnsanlar buna "oturma eylemi" diyor. | Open Subtitles | وهذا ما بشر دعوة على "اعتصام". |
...polis eylemi sırasında 6 yaşındaki masum bir çocuk hayatını kaybetti. | Open Subtitles | قتل ولد برئ في السادسة من عمرة في طريقه الي المدرسة خلال نشاط للشرطة |
Şüpheli terörist eylemi. Bir tutuklu var. | Open Subtitles | هناك إشتباه بوجد نشاط إرهابي إعتقلنا واحد منهم |
Onun kimliği gizli kalabilsin diye eylemi sen üstlendin. | Open Subtitles | الموت لأمريكا وأنت ستتحمل الإدانة حتى يمكنهم الإبتعاد عن الرادار |
Bu eylem, bu gayri resmi, aşağıdan yukarıya gelişen ihlal eylemi, yavaş yavaş, yukarıdan aşağıya doğru olan politikaların dönüşümünü başlattı. | TED | بذلك الفعل ذلك الخرق الغير رسمي، للقوانين الذي بدأ من الأسفل نحو الأعلى، قد بدأ بالفعل بتحويل سياسة الأعلى نحو الأسفل. |
İlk grevimizden önce, ben de dahil olmak üzere bir çoğumuz, hiç sokak eylemi planlamamıştık. | TED | قبل اضرابنا الأول، العديد منا بما فيهم أنا، لم يسبق له أن نظّم مظاهرة عامة أو أي نوع من أنواع التظاهر مسبقًا. |
Bernie de oturma eylemi yapıyor. | Open Subtitles | و "بيرنى" يجلس محتجَاً. |
Hiç istişhad eylemi gördün mü Bryan? | Open Subtitles | هل شاهدة عملية إستشهادية من قبل، يا (بريان)؟ |
Bassam Al Fayyed'in seçimleri erteleme kararını protesto için üniversite çapında bir oturma eylemi. | Open Subtitles | اعتصام أمام الجامعة احتجاجا على قرار (بسام الفايد) بإلغاء الانتخابات |
İnsanlar buna "oturma eylemi" diyor. | Open Subtitles | وهذا هو ما يسميه البشر و"اعتصام". |
Gözünüz gece gündüz portalın üzerinde olsun. En ufak bir eylemi dahi derhal bana bildirin. | Open Subtitles | أعينكم على البوّابة طوال الوقت، أي نشاط يحدث أُريدُ أن أعلم في أقربِ وقتٍ مُمكن |
Bu saf internet, siber oturma eylemi davası. | Open Subtitles | إنّها قضيّة نقيّة تماماً من نشاط تظاهر على الإنترنت. |
Irkçılık bu olaydan sonra 20 yıl kadar daha devam etti. Ama Soweto’daki çocukların eylemi Güney Afrika’daki olaylara karşı dünyanın bakış açısını son derece değiştirdi. | TED | لم تنته العنصرية إلا بعد حوالي 20 سنة، لكن نشاط الأطفال في سويتو غيّر تغييرًا عميق الطريقة التي ينظر بها العالم لجنوب إفريقيا |
Kurtarma görevi bu, seks eylemi değil. | Open Subtitles | إنها عملية إنقاذ وليست نشاط جنسي |
Onun kimliği gizli kalabilsin diye eylemi sen üstlendin. | Open Subtitles | الموت لأمريكا وأنت ستتحمل الإدانة حتى يمكنهم الإبتعاد عن الرادار |
Tek istisnası benim rızam olmadan başlattığın sapkın seks eylemi olmak üzere, dün gece seninle yastık kalesinde harika zaman geçirdik. | Open Subtitles | قضيت وقتاً رائعاً معك ليلة أمس في حصن الوسائد و الإستثناء الوحيد كان الفعل الجنسي المنحرف الذي بدأتي به بدون موافقتي |
Ve bu yardım rica etme eylemi sayesinde onlarla bir bağlantı kurdum ve insanlarla bağlantı kurduğunuzda, insanlar size yardım etmek istiyorlar. | TED | ومن خلال الفعل من سؤال الناس، استطعت ان ارتبط بهم، وعندما ترتبط معهم، الناس يريدون مساعدتك. |
Geçen ay barış eylemi düzenlemiş. | Open Subtitles | في مظاهرة سلام أمام مبنى ...فيالق تدريب الضباط, نعلم |
Sabrina "Natesville'i İşgal Et" eylemi başlatıyor. | Open Subtitles | سابرينا ستبدأ بـ مظاهرة إحتلال ناتيسفيل |
Bernie de oturma eylemi yapıyor. | Open Subtitles | و "بيرنى" يجلس محتجَاً. |
Bu şehitlik eylemi değil. | Open Subtitles | هذة ليست عملية إستشهادية |