Sonra sokağa sürükleyip yoldan geçen bir kamyonun önüne attı ve kız ezilerek öldü. | Open Subtitles | وحملها إلى الشارع وألقى بها أمام شاحنه قمامة سحقت جسدها وقتلتها. |
Sonra onu dışarı sürükleyip ordan geçen bir çöp kamyonuna attı ve kız ezilerek öldü. | Open Subtitles | وحملها إلى الشارع وألقى بها أمام شاحنة قمامة سحقت جسدها وقتلتها. |
Bunu ezilerek ölen kadınlara söyle. | Open Subtitles | قل هذا للنساء التي سحقت حتى الموت |
Annemin, sizinkilerin yok ettiği bir binanın altında ezilerek ölmesini izledim. | Open Subtitles | رأيت أمي تُسحق حتى الموت تحت بناية دمرها جماعتك |
Geçen haziran Emily Davison'ı gördüm kralın atlarının toynakları altında ezilerek öldü. | Open Subtitles | في حزيران الماضي... رأيتُ "إيميلي دافيسون" (إيميلي دافيسون كانت ناشطة تطالب بحق الإقتراع للمرأة) تُسحق حتى الموت تحت حوافر حصان الملك |
Bir serseri kalabalığa ateş açtıktan sonra kadının tek çocuğu arbedede ezilerek öldü. | Open Subtitles | تم سحق إبنتها الوحيدة حتى الموت بعد أن قام وغد بإطلاق النار على حشد كبير من الأشخاص |
Bir adamın başının ezilerek öldürülmesine sebebiyet oldum. | Open Subtitles | حتى إني سحقت رجل بريء حتى الموت. |
"ezilerek ölmek istemiyorsanız Svaty Vaclav ve zaferini haykırın." | Open Subtitles | (لو سحقت حتى الموت، لن تتمنى أن تكون أغنية "ساتي فاكلوف" ونصره) |
"ezilerek ölmek istemiyorsanız Svaty Vaclav ve zaferini haykırın." | Open Subtitles | (لو سحقت حتى الموت، لن تتمنى أن تكون أغنية "ساتي فاكلوف" ونصره) |
Bence şimdiye kadar ezilerek ölmüştür. Veya parçalanmıştır. | Open Subtitles | وأفترض انه تم سحق حتى الموت من قبل الآن، أو تمزقها. |