Eğer füzeyi durdurmak istiyorsan, bu düğmeye basıp onu havaya uçurmalısın. | Open Subtitles | إن أردتَ إيقاف إطلاق الصاروخ اضغط على هذا الزر، وستفجّر الصاروخ |
Yapmam gereken hepsini iptal edip füzeyi el kontrolü ile fırlatmak. | Open Subtitles | كل ما علي فعله هو تجاوز ذلك و إطلاق الصاروخ يدويا |
İş işten geçmeden füzeyi fark edemez! | Open Subtitles | حتى لا يلاحظ الصاروخ الكبير إلا بعد فوات الأوان |
Bu elebaşı sadist bir suçlu ve uluslararası bir silah satıcısı çalıntı bir Scorpion füzeyi Orta Asyalı teröristlere satmak için anlaşma yaptı. | Open Subtitles | إنه ذو عقل إجرامى سادى و تاجر سلاح دولى ... الذى عقد إتفاقا لكى يبيع صاروخ سكوربيون إلى خلية إرهابيين من الشرق الأوسط |
Birkaç yüz nükleer füzeyi uzak tutmak için paspas mı kaldırıyoruz? | Open Subtitles | حافظ على السجاد ممدودا لاستقبال بضع مئات من الصواريخ النوويه, هه؟ |
Biri füzeyi, ölü sayısını azaltmak için başka yere yönlendirdi. | Open Subtitles | ثمّة شخص غيّر مسار القذيفة للخروج بأقل عدد ضحايا ممكن. |
Roketlerini gönder. İş işten geçmeden füzeyi fark edemez! | Open Subtitles | أقصفه بصواريخك حتى لا يلاحظ الصاروخ الكبير إلا بعد فوات الأوان |
Yine Iraklılar. Kısa menzilli füzeyi ateşliyorum. | Open Subtitles | العراقيون مرة أخرى ، سأطلق الصاروخ الذكي |
Karanlıktan yararlanıp gizli botu İngiliz filosuna yakın bir yere getirip füzeyi Çin'e atacak. | Open Subtitles | سيضع القارب الذى لا كشفه الردار قرب الاسطول البريطانى و يقذف الصاروخ على الصين |
Dinle, ben şu 2.füzeyi atlatabilmeliydim. | Open Subtitles | اسمعنى, كان يجب على ان اراوغ الصاروخ الثانى |
Eğer bu saldırıyı yapmamış olsaydık, efendim, füzeyi durdurmak için elimizde hiçbir şey olmazdı. | Open Subtitles | لو لم نقم بهذا الهجوم يا سيدي، فلن نكن لنتمكن من عمل أي شيء لإيقاف الصاروخ |
Geçen her saniye, bu füzeyi hedefine daha da yaklaştırıyor, ve hepimiz biliyoruz ki hedef biziz. | Open Subtitles | كل ثانية تمر تجعل هذا الصاروخ الصاروخ يقترب من هدفه، والذي نعرف أنه نحن |
Biz, Yongjiri'deki füzeyi on gün önce keşfettik ve mağaralarda monte edilmelerini izliyorduk. | Open Subtitles | لقد التقطهم منذ 4 ساعات ...لقد اكتشفنا الصاروخ فى يونجيرى منذ 10 ايام |
..ve kimbilir Rancor'un füzeyi fırlatmasına ne kadar az zaman kaldı. | Open Subtitles | و نحن لدينا الذى يعرف كم من الوقت المتبقى على إطلاق صاروخ رانكور |
füzeyi denemek için hazırlan. Bu bir tatbikat değildir. | Open Subtitles | جهز لإطلاق صاروخ الاختبار هذا ليس تدريبا |
Eğer satıh yaparsa, füzeyi ateşleyin. | Open Subtitles | أطلق عليهم الصواريخ إذا ظهروا لسطح الماء |
Birleşik Devletler Başkanı'nın emriyle füzeyi imha et derhal. | Open Subtitles | قم بتدمير الصواريخ حاليا من اوامر الرئيس الامريكي |
Bu füzeyi kullanmak için Hindistan'da üretilmiş bir mekanizamaya ihtiyaçları var. | Open Subtitles | القذيفة تَحتاجُ نابضاُ خاصاًيصنع فقط فى الهند، |
Gemiden gemiye füzeyi 3 numaralı rampaya yerleştirin. | Open Subtitles | حمل قذيفة نووية بممر الإنطلاق الثالث |
O savunma sistemi hiçbir füzeyi vuramaz. | Open Subtitles | إنّه نظام دفاع ضد الصواريخ، وليس بإمكانه أن يصيب أيّ صواريخ. |
Eğer Henderson'un teorisi doğruysa, yabancı bir güç füzeyi Japonya'dan niçin atmak isteyecektir? | Open Subtitles | لو ان نظرية هيندرسن صحيحة لماذا اي قوة أجنبية تريد إطلاق القذائف من اليابان؟ |
2 milyon dolarlık füzeyi 10 boş çadıra fırlatıp bir deve vurmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن نطلق صاروخا قيمته 10 ملايين على خيمة خالية قيمتها 10 دولار ونصيب جملا |
Şu anda kimse kayıp bir füzeyi merak etmiyor. | Open Subtitles | لا يريد أحد أن يسمع عن صاروخك المفقود ليس الأن |
- Bir füzeyi durdurduk. | Open Subtitles | أخذنا فقط أسفل السلاح النووي واحد. |
8 numaralı füzeyi ateşleme simülasyonu için burada kalın. | Open Subtitles | جاهز لمحاكاة إطلاق الطّوربيد رقم ثمانية |
Bir numaralı füzeyi ateşle. | Open Subtitles | - اطلق الصّاروخ الاول |
füzeyi hemen önce göndermen lazim yani, tamam mi? | Open Subtitles | لا بد أن تقومي بتشغيل الصورايخ قبل هذا مباشرة، حسنًا؟ |