"fıçıları" - Translation from Turkish to Arabic

    • البراميل
        
    • براميل
        
    • البرميل
        
    Turuncu renkli fıçıları yerleştirdik ve insanlar yerden bitmiş gibi sokağa geldiler. TED لقد وضعنا البراميل برتقالية اللون ثم توافد الناس الى الشارع على الفور
    Tamam, şimdi gir oraya ve fıçıları uçurmak için şimşeklerini kullan. Open Subtitles حسنا، ادخل الآن واستعمل برقك لتفجير تلك البراميل.
    ve bilirsin şu üzerimize gelen fıçıları tekmeliyorduk birileri galiba çok sıkı parti veriyordu. Open Subtitles كانت تلك البراميل مستهلكة للغاية عندما وصلت للحفلة
    fıçıları nereden buluyorsun? Open Subtitles لا يمكنك الحصول على براميل كهذه من أي مكان
    O kamyonda havaya uçan eter fıçıları vardı ya? Open Subtitles تعرف براميل الاثير التي انفجرت في شاحنة المثلجات
    Hayır, fıçıları alıp gidelim. Open Subtitles كلا ، فلنخرج ، خذ البرميل
    Mahalleli, havalı turşu fıçıları üstünde oturuyor. - Pekâlâ. Open Subtitles أجل، بعض الرّفاق جالسون، حول بعض البراميل المُصمّمة..
    Tam olarak 15 dakika içinde bu mum yanıp bitecek ve barut dolu fıçıları patlatacak fitil ateş alacak. Open Subtitles بالضبط بعد 15 دقيقة سوف تحترق تلك الشمعة كاملة وسوف تشعل الفتيل الذي سوف يفجر البارود المخزن في هذه البراميل
    fıçıları kenara koyarım. Yarı yarıya bölüşürüz. Open Subtitles و سأقوم أنا بوضع البراميل على الشاطِئ و بعدها نتقاسم الأرباح مناصفةً
    fıçıları saldığımızda Walter'ı sakatlayıp Daniel'i çıkartamama ihtimalimiz büyük. Open Subtitles عندما نلقي البراميل فهي فرصة جيدة لبتر والتر ولن نخرج دانيال
    Tümsekli yolda giden bir arabaya bu fıçıları koyarsanız, fıçılar patlar. Open Subtitles إذا وضعت تلك البراميل علي عربة علي طريق وعر، ستنفجر
    fıçıları gördüğümde bu konuyu düşünürüz. Open Subtitles سنتحدث عن ذلك عندما أرى البراميل
    Şu fıçıları taşımama yardım eder misin lütfen? Open Subtitles هل تساعدني بحمل هذه البراميل ؟
    fıçıları nereden buluyorsun? Open Subtitles منأينيحصلونعلى البراميل..
    fıçıları atın! Open Subtitles تخلصوا من البراميل
    Yani bizim bira distribütörü bira bir çift fıçıları bağışlamak için gidiyor, Open Subtitles إذًا, موزع الخمر الخاص بنا سيقوم بالتبرع ببضعة براميل من الجعة
    Yerleri paspasladım, kül tablalarını temizledim, fıçıları sürükledim. Open Subtitles مسّحتُ الأراضي , بدّلتُ المَدخنات حملتُ براميل
    Çöl Fırtınası operasyonundan kalma üretim fazlası mayonez fıçıları. Open Subtitles براميل مايونيز فائضة من "عملية عاصفة الصحراء"
    Ve bira fıçıları boşalıp sadece köpük servis edildiğinden beri insanlar kafayı bulup, yaşamlarına daha bir ayrıntılı bakmak için kendilerini zorladılar. Open Subtitles ومنذ وأن كانت براميل الجعّة فارغة" "ولايوجد بها سوى الرغوة "بدأت الناس بالتفكير بجديّة حول حياتهم"
    Birilerinin fıçıları taşıması gerekiyor. Open Subtitles يجب على أحد أن يحمل البرميل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more