Fırıncı 16 kişiye yeter dedi, ama ben bu yavruyu bir oturuşta mideye indireceğim! | Open Subtitles | الخبّاز قال بإنها تكفي لـ16 شخصا لكني سأقضي على هذه الرائعة في جلسة واحدة فقط! |
Evet, fırında olduğu gibi. Fırıncı. Teşekkürler. | Open Subtitles | مثل ما في كلمة خباز "خ,ب,ا,ز" الخباز أجل شكرا لك |
Bu durum Baker/baker adlı şık bir paradoksla açıklanıyor. (İlk Baker özel isim, ikincisi Fırıncı anlamında) Paradoks şu: İki kişiye aynı kelimeyi ezberlemelerini söylersem, size dersem ki, "Baker (isim) diye bir adam olduğunu unutma." | TED | والذي يتضح بشكل جيد من خلال مفارقة انيقة والمعروفة بـ مفارقة بيكر/بيكر وهي كالتالي: عندما أقوم بطلب حفظ نفس الكلمة من شخصين مختلفين عندما أقول لك "تذكر بأن هناك شخص يدعي بيكر" |
Kasap ve Fırıncı temiz çıktı. Şu anda şamdan yakıyoruz. | Open Subtitles | تم التحقيق للجزار والخباز نقوم الأن بالتحقيق مع صانع الشمع. |
Babası Fırıncı olmalı çünkü çörekleri harika. | Open Subtitles | لابد أن أبيها كان خبازاً لأن تلك عجينة رائعة |
"Fırıncı olacaktım ama hamurum iyi değildi." | Open Subtitles | كنت أرغب في أن أصبح خبازة ولكن لم أستطيع أن أعتني بالكلب |
Fırıncı yamağıyım. | Open Subtitles | أنـا مساعد خبّاز |
Fırıncı, Yahudiler'in dükanına girmesini neden istemez? | Open Subtitles | لماذا لا تريد الخبازة يهود في متجرها؟ |
Fırıncı Jimmy Whelan, aslında kara para aklayan Jimmy Whelan. | Open Subtitles | الخبّاز (جيمي ويلان) هُو في الواقع غاسل الأموال (جيمي ويلان). |
Aslında, ben cinayet masası dedektifiyim, Fırıncı Jimmy'i senin öldürdüğünü, bu yüzden biliyorum. | Open Subtitles | في الواقع، أترين، أنا مُحقق بجرائم القتل، ولهذا السبب أعلم أنّكِ قتلت الخبّاز (جيمي). |
Fırıncı mı demiştin? | Open Subtitles | هل قلت الخبّاز ؟ |
Ve size de "Fırıncı (meslek) bir adam var, bunu unutma" desem. | TED | وأقول لك: "تذكر بأن هناك شخص خباز" (بيكر بالإنجليزية) |
Fakat yaygın olan isim "Fırıncı", fırıncıları biliriz. | TED | ولكن العلم خباز (بيكر بالإنجليزية) نعرف الخبازين |
Fırıncı ve karısıysa nurtopu gibi bir erkek bebek sahibi olmakla gurur duyuyordu. | Open Subtitles | والخباز وزوجته كانا والدين فخورين لطفل معافى |
Hatta bizzat bir Fırıncı tanıyor bile olabiliriz. | TED | ومن المحتمل بأننا نعرف خبازاً بحد ذاته |
öğretmen ya da Fırıncı olsun ne istiyorsa onu olsun isterim. | Open Subtitles | خبازة أنا أريدها أن تختار الشيء الذي تريده. |
Hans Schroeder son 11 yıldır Fırıncı çırağıymış. | Open Subtitles | (هانز شرودر) كان مساعد خبّاز للأعوام الـ 11الماضية |
Fırıncı olduğunu söyledin sanıyordum. | Open Subtitles | واعتقدت أنها قالت أنك الخبازة. |
Evet Fırıncı kadın. | Open Subtitles | طباخه |
Yani bir Fırıncı, ve iyi bir Fırıncı, nişastanın içinde saklı olan şekeri nasıl açığa çıkaracağını bilir. | TED | شكراً لك ان الخباز الجيد يعلم تماما كيف يستخرج ويفصل ويميز السكر عن النشا في الخلطة |
Cadı iç güdüsü, ressam iç güdüsü, Fırıncı iç güdüsü. | Open Subtitles | ارواح الساحرات ارواح الفنانين ارواح الخبازين |