"fırlatıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يرمي
• يرمى
• رماهم

Pas için geri çekiliyor. Ve topu fırlatıyor.
مات سارسين يتراجع ليرمي ليمرر، يرمي الكرة

5 yaşındaki bir çocuk için oldukça iyi fırlatıyor değil mi?
يرمي جيداً بالنسبة لطفل بالخامسة من عمره , أليس كذلك؟

Sayid bir elma fırlatıyor,
والتي تمر على الجميع ، حين يرمي سعيد التفاحة

Bana takma dişlerini fırlatıyor. Kurabiye sevmiyor.
انه يرمى اطقم الأسنان علي انه لا يحب البسكويت

Savurmuyor veya yerleştirmiyor, ama onları hiçbir anlamları yokmuş gibi fırlatıyor.
لم يطرحهم أو وضعهم بل رماهم وكأنهم لم يعنوا له شيئا

Ne zaman her şey iyi gitse ya da iyi hissetsem devasa bir maymun çıkıp bana bir varil fırlatıyor.
في كل مرة أشعر أني أتقدم أو أشعر أن كل شيء يسير على ما يرام قرد عملاق يرمي برميل آخر في وجهي

Adımını atıp topu fırlatıyor.
و يتقدم و يرمي تلك الكرة

- Bart sümüklerini bana fırlatıyor!
- أماه إن بارت يرمي عليّ الذباب -

Kocam, değneğini fırlatıyor.
إنه زوجي يرمي جبيرته

Bu piç kurusu bombaları fırlatıyor, dostum.
هذا الداعر يرمي قذائفاً

Joe, Jay'i kopya ederek top atmayı öğrendi ama Jay de omuz ağrısı yüzünden saçma sapan fırlatıyor.
(جو) تعلم الرمي بتقليد (جاي)، لكن (جاي) يرمي بطريقة سيئة بسبب كتفه المصاب.

Sirjay Earl'ü avizeye fırlatıyor.
يرمي (سير جاي) (إرل) إلى أعلى نحو الثريا

Ama Bay Burns de Smithers'a fırlatıyor.
(السيد (بيرنز) يرمي البازلاء على (سمذرز

Kim Taek Gyun başlangıç kalesine fırlatıyor.
يرمي كيم Taek gyun بيتا!

Anne, Bart bezelye fırlatıyor!
أمي ، (بارت) يرمي البازلاء

Rus onu etkisiz bıraktı ve Creed'i ringden fırlatıyor!
الروسى يرمى ابولو بعيداً

Şimdi diğer herif topu fırlatıyor.
الآن، الرجل الأول يرمى الكرة

- Ayrıca fahişe gibi fırlatıyor.
-كما أنه يرمى كالساقطة

- Onları çantanın içine fırlatıyor.
- لقد رماهم في الكيس