"fırlatmayı" - Translation from Turkish to Arabic

• رمي
• قذف

Erik fırlatmayı durdurmanın cevabı kitapta yok.
الجواب في كيف توقف رمي الأجاص ليس في الكتاب

Top fırlatmayı biraz bırakıp saati bulmamda yardımcı olur musunuz?
هل يمكنك التوقف عن رمي الكرة ومساعدتي في ايجادها؟

Bu adam bırak çatıdan adam fırlatmayı ıslak sünger bile fırlatamaz.
هذا الرجل لا يستطيع رمي إسفنجة مُبللة من فوق السطح، ناهيكم عن جثة.

İkimiz de pencereden dışarı bir şeyler fırlatmayı hayal ediyormuşuz meğer.
نعم، تبيّن أن كلانا لديه حلم رمي شيء من خلال هذه النافذة.

Hey çocuklar! Toprak bükmek ister miydiniz? Ya da kayaları fırlatmayı?
يا أطفال ، أتحبون إخضاع الأرض و قذف الصخور؟

Pizza fırlatmayı öğrenmek yerine beş saatimi bunu yaparak harcamam ne güzel oldu.
أنا سعيد جدا لتضييع وقتي بفعل هذا بدلا من التعلم كيفية رمي البيتزا في خمس ساعات

Dr. Callahan'a sorunumun kızları avizeye fırlatmayı içerip içermediğini sor.
إذا كانت مشكلتي تتضمن رمي البنات الى الثريات

Evet, evet, evet yapabileceğin onca şey arasından nal fırlatmayı mı seçtin?
نعم , نعم , نعم , أمام كل الخيارات المتاحة لك فعلها أمام كل هذا قررت رمي حدوات الحصان؟

Bütün bunlar bittikten sonra, sana fırlatmayı öğreteceğim.
بعد كل هذا قد انتهت، و أنا سوف يعلمك رمي.

Kolay değildi de. Penceresine bisiklet fırlatmayı düşündüm, ama 1, üçüncü katta oturuyor.
ولم يكن هذا سهلًا, فكرت في رمي دراجة على نافذته

Futbol topunu kırık bir elle nasıl fırlatmayı düşünüyorsun?
كيف هل من المفترض ان رمي كرة القدم مع كسر في اليد؟

Bilmiyorum. Neden fırlatmayı denemiyorsun?
لا أدري ، لمَ لا تحاول رمي الكرة ؟

Dedektif Bell'i suçlamak için, eğer bunlar başka bir Pergotti izi değilse sana tenis topu fırlatmayı bırakırım.
إذا لم يكن ذلك آخر البصمة Pergotti الجزئي تهدف الى توريط بيل المخبر، سأتوقف عن رمي كرات التنس عليك.

Seni yakalamaya çalışan o üç mankafa vardı ya onları öyle fırlatmayı nereden öğrendin?
أين تعلمت رمي الناس هكذا؟

Önüne şapka fırlatmayı denedin mi?
هل حاولت رمي قبعة أمامها

Yumurta fırlatmayı denemek ister misin?
أتريدٍ أن أتجربي رمي البيض؟

Çocukları fırlatmayı kes!
توقف عن رمي الاطفال

Siz ahali anlamıyorsunuz. Bırak bir şeyler fırlatmayı!
"انتو " لم تفهموا كُفّي عن رمي الأشياء!

Dışarıda canlı bir televizyon röportajı yapılıyor, yani birbirinizi fırlatmayı bırakıp, sessiz olabilirsek, harika olacak.
نجري لقاء تلفزيوني بالخارج، لو توقفتم عن قذف بضعكم في الهواء؟ و خفضتم الصوت ، سيكون هذا رائعاً

Domuzlara yemek fırlatmayı öğretiyor!
تعليم الخنازير قذف الطعام.