"fırsatım var" - Translation from Turkish to Arabic

• لدي فرصة
• ولديّ فرصة

Ama şu an güldürmek gibi az bulunur bir fırsatım var.
لكن، لدي فرصة نادرة الآن، أقوم بإضحاك الناس.

Aman Tanrım. Çocuklara ders verme fırsatım var.
يا الهي ، لدي فرصة لتعليم الصغار مرة اخرى

Sanırım bir çeşit çöpçatanım ve bir fotoğrafçı olarak okyanusun altında saklanan hayvanları ve tüm ekosistemleri açığa çıkarma fırsatım var.
أعتقد أنني ألعب دور "الخاطب" نوعا ما وكمصوّر فوتغرافي، لدي فرصة نادرة للكشف على الحيوانات والأنظمة الإيكولوجية برمتها التي تكمن تحت سطح المحيط.

Üç yıldan uzun zamandır bu adadan kurtulmaya çalışıyorum ve şimdi bir fırsatım var.
وأنا أحاول مغادرة هذه الجزيرة مذ ما يربو على الثلاثة أعوام ولديّ فرصة الآن

Serbest bırakılmak için iyi bir fırsatım var.
لدي فرصة جيدة لـ أٌخلي بسهوله

biliyorum,biliyorum. Bak,onu buraya getirdim. Biliyorsun,harika bir fırsatım var.
لكن يدو انه لدي فرصة جيدة هنا

Bomba için çok küçük bir fırsatım var ve bu fırsatı kaçırmayacağım.
لدي فرصة صغيرة لإنقاذ عرض (المرأة الجميلة) ولن أدعهم يغلقون العرض

Babamın hükmünde oynadığı rolden ötürü Yargıç Barnes'ı ifşa etme fırsatım var.
لدي فرصة لفضح (القاضي (بارنز في دوره في إدانة أبي

İki kadın öldü, katil minivan araçlar satıyor ve ortalarda görünmesem bile bunu kanıtlamak için bir fırsatım var.
"ماتت امرأتان والقاتل يبيع شاحنات صغيرة ولديّ فرصة لبرهنة ذلك حتّى وأنا متوارٍ"

Dünyayı kurtarmak için tek bir fırsatım var.
ولديّ فرصة واحدة لإنقاذ العالم