| ben mükemmelim ruhunuza meltem gibi girer fırtına gibi çıkarım. | Open Subtitles | ناعم جداً انا انا ادخل مثل النسيم واخرج مثل العاصفة |
| Sessiz bir fırtına gibi olabilir. Coşkuyu etrafa yaymalısınız, içinizin derinliklerinde olanı ifade etmelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن يكون مثل , مثل العاصفة الهادئة عليكم فقط تشجيع عاطفتكم |
| Hissediyorum geliyor kırmak için hakkında bir fırtına gibi. | Open Subtitles | أشعر بأنه قادم مثل العاصفة التي على وشك الأنكسار |
| Zaman Savaşı'ndan çok daha önce Zaman Lordları geleceğini biliyordu tıpkı rüzgarda hissedilen fırtına gibi. | Open Subtitles | قبل حرب الزمن بكثير علم سادة الزمن بقدومه كعاصفة بين الرياح |
| "Bana gel, bulutlar. "seni şeytani bir fırtına gibi havalandırır sanki onları yarmak için doğmuşsun gibi." | Open Subtitles | تعال إلى غيومي فلتشرق كعاصفة شر |
| Beyaz çocuk adamım, bir anda ortaya çıktı, fırtına gibi. | Open Subtitles | ,الرجل الأبيض، أتى من العدم , يا رجل، مثل إعصار |
| Yok, hayır, hortum bir insan değil. Uğuldayan bir ses... -...fırtına gibi yani. | Open Subtitles | لا، الإعصار ليس شخص، إنه مثل العاصفة |
| Sonra Kirmızı El bir fırtına gibi geldi. Herkesi öldürdü. | Open Subtitles | ثم أتى (اليد الحمراء) مثل العاصفة قتل الجميع |
| Sonra Kırmızı Eller fırtına gibi geldi. Herkesi katlettiler. | Open Subtitles | ثم أتى (اليد الحمراء) مثل العاصفة قتل الجميع |
| fırtına gibi. | Open Subtitles | مثل العاصفة... |
| fırtına gibi çökeceğim üstüne. | Open Subtitles | سامطر عليك كعاصفة رعدية |
| fırtına gibi. | Open Subtitles | كعاصفة رعدية |
| Bir gece bir şey fırtına gibi evimize girdi. | Open Subtitles | ذات ليلة، اقتحم بيتنا مخلوق مثل إعصار |