Olası diğer bir istikamet Havai idi. Fakat mevsim yüzünden, kaptan şiddetli fırtınalara yakalanacaklarından korkuyordu. | TED | كانت هاواي وجهة اأخرى نظراً لحلول الموسم, كان الكابتن متخوفاً من أن تصيبهم العواصف الشديدة |
Oldukça güçlü görünen bu cephe yaylada... yıldırımlı fırtınalara, doluya ve şiddetli rüzgarlara yol açıyor. | Open Subtitles | يبدو أنها ستكون أقوى، بينما تنتشر العواصف الرعدية و الحالوب و الرياح العاتية عبر السهول العالية. |
Daha önce olmamış bazı fırtınalara yol açıyorlar: | Open Subtitles | فقد دفعت أكثر العواصف حدة التي شهدتها الأرض في أي وقت |
Her yer göz alabildiğine uzanan kayaydı; gündüz güneşinde kavrulan, gecenin soğuğunda buz kesen ve şiddetli fırtınalara maruz kalan çıplak kayalar. | Open Subtitles | ,كانت فارغة, تحتوي صخور عارية ,حارقة خلال النهار بتأثير الشمس قارصة البرودة خلال الليل تجرفها العواصف الرهيبة |
Sana emrediyorum bunu senden isteyen rüzgarlara ve fırtınalara hükmeden Yüce Tanrı'dır. | Open Subtitles | أنه يقوم بالسيطرة عليك هل هو, من يتحكم فى البحار والرياح والعواصف |
Sonsuza dek yıkılmayacak bir kaledir aşk; fırtınalara göğüs geren, asla yıkılmayan." | Open Subtitles | "فهو كبناء شامخ ، تمر به العواصف و لكنه أبداً لا يهتز |
Bu kıyı cengelleri, adaları erozyondan koruyarak fırtınalara, hatta bazen tsunamilere karşı tampon görevi görürler. | Open Subtitles | تحمى هذه الغابات الساحلية الجزر من التآكل و تشكل حاجزا ضد العواصف وحتى التسونامى الموسمى |
Güneş sistemimizde bazıları, huşu uyandıran mega fırtınalara dönüşebiliyorlar. | Open Subtitles | يمكنها توليد إحدى أروع العواصف العملاقة في نظامنا الشمسي |
- "fırtınalara benzer..." - "Fırtınalar"dan değil mi? | Open Subtitles | ــــ تواجه العواصف .ـــــ ــ تواجه الريح الشديدة... هل هي عواصف؟ |
En korkunç fırtınalara ve beter rüzgarlara göğüs gerdik. | Open Subtitles | وواجهنا أعتى العواصف و الرياح الشرسة |
Benim tenim ve gözlerim fırtınalara dayanıklıdır. | Open Subtitles | بشرتي و عيوني متأقلمة على العواصف |
Bu tür galaktik fırtınalara. | Open Subtitles | هذه الأنواع من العواصف المجرّية |
Aynı zamanda, mega fırtınalara ev sahipliği yapar. | Open Subtitles | إنه موطن العواصف العملاقة الضخمة أيضًا |
Ve eğer küresel ısınma devam ederse büyük fırtınalara neden olacaktır, ve bu arada kumsalın yok olması sonucunu doğuracaktır. | Open Subtitles | وإذا استمر الاحترار العالميّ... في أن ينتج المزيد من العواصف القويّة... فإن الشاطئ سيختفي في نصف ذلك الوقت |
fırtınalara karşı birlikte ayakta durmak için... | Open Subtitles | لنقف معاً في مواجهة العواصف |
Ve şu fırtınalara dikkat et. | Open Subtitles | وانتبهي لتلك العواصف |
- Bu fırtınalara bayılırım. | Open Subtitles | -أنا أحب هذه العواصف. |
fırtınalara bayılıyorum. | Open Subtitles | -أحبّ العواصف . |
Yaşlanmış insanları evlerinden atıp, kürklerini alıp onları fırtınalara bırakırlarmış. | Open Subtitles | نركل كبار السن إلى خارج الأكواخ، نتركهم للدببة القطبية والعواصف. |