Bizi başından atabilmek için herşeyi yaptı hatta şu garip fırtınayı bile | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما فى امكانها لتتخلص منا، حتى هذه العاصفة الغريبة |
Biz de bu küçük fırtınayı kutlarsak güzel olur diye düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسنا ، سيكون من الأفضل أن نحتفل بتلك العاصفة الصغيرة أيضا |
fırtınayı getiren ve insanların ölümüne yol açan o denizkızını kurtarmaya çalışıyor! | Open Subtitles | إن يحاول إنقاذ حورية البحر التي جلبت العاصفة و تسببت بقتل الناس |
Teşekkürler. Kendinizi suçlu hissettiğinizde, bazen, başınızın üstünde fırtına bulutları dolaşıyormuş gibi olur. Bu fırtınayı başınızdan defetmenin tek bir yolu olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أحياناً عندما تشعر بالذنب يشبه الأمر غيوم عاصفة فوق رأسك عرفت ان هناك طريقة واحدة لجعل عاصفة الذنب تختفي |
Deniz kabarıp yükseliyor, fırtınayı ortalığa salıyor. | Open Subtitles | وارتفعي أيتها الأمواج وهبي أيتها العواصف |
Yunanistan'da ve Avrupa'da fırtınayı biz tetikledik, ama işimiz kolay değil. | TED | لقد نجونا من العاصفة في اليونان و في أوروبا لكن بقيت لنا تحديات لنتخطاها |
Kar, dolu ve sulusepkeni tipiyi, fırtınayı rüzgar ve yağmuru dağların tepesini, düzlükleri çakıp duran şimşekleri ve göğün gürlemesini aşar gider hep güvenilir, hep doğru hiçbir şey durduramaz onu. | Open Subtitles | خلال الثلج ومطر ثلجى وبرد خلال العاصفة الثلجية خلال العاصفة خلال الريح وخلال المطر |
Emin değilim ama bence fırtınayı dindiren kristalin gücüydü. | Open Subtitles | لست متأكداً لكنني أعتقد أن قوة البلّورة بددت العاصفة |
Niye fırtınayı aklımızdan çıkaracak bir şey yapmıyoruz? | Open Subtitles | دعونا نفعل شيئاً ليثنينا عن التفكير في العاصفة. |
Ben sadece fırtınayı atlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا فقط أحاول الخروج من العاصفة أنتى تعرفى, أجلب غدائى |
Anne ve babaları fırtınayı atlatıp eve gelmek için mücadele ederken birkaç gün kuluçkada kalmazlarsa zarar görmeyebilirler. | Open Subtitles | يمكنه أن يبقى سليماً لعدة أيام دون أن يُرقد عليه بينما يجاهد الوالدين للعودة للمنزل عبر العاصفة |
Gelecek fırtınayı düşünürsek, daha da uzun sürer. | Open Subtitles | ،مع مجيء العاصفة ربّما يستغرق وقتاً أكثر |
- Hayır! fırtınayı kontrol etmek için daha fazla güç lazım. | Open Subtitles | أحتاج المزيد من الطاقة للسيطرة على العاصفة |
- Hayır. fırtınayı kontrol etmek için daha fazla güce ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج المزيد من الطاقة للسيطرة على العاصفة |
fırtınayı gördüm. Onlardan birinin tam ortasındaydım. | Open Subtitles | لقد رايت تلك العاصفة لقد كنت داخل احداها |
fırtınayı gördüm. Onlardan birinin tam ortasındaydım. | Open Subtitles | لقد رأيت تلك العاصفة لقد كنت داخل احداها |
Bu yağmurlu günde bizi bekleyen fırtınayı göremedik. | Open Subtitles | في ذلك اليوم لم نرى العاصفة التي كانت تنتظرنا |
fırtınayı hızlandırmalıyız, değil mi? | Open Subtitles | نحن علينا أن نتخطى هذه العاصفة اليس كذلك؟ |
Uğraşıyorum. fırtınayı, uydu görüntülerinden takip edelim. | Open Subtitles | نعمل عليها نعم غاري , حاول الاتصال قبل ان تهب اي عاصفة |
Kripton teknolojisi solar fırtınayı tahmin edebiliyordu. | Open Subtitles | تكنولوجيا كريبتون كانت قادرة على التنبؤ بهذه العواصف الشمسية |
Burada fırtınayı atlatabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا التغلب على العاصفه من هنا |
Orada hep birlikteydik. Şimdi de birbirimize kenetlenip fırtınayı birlikte atlatmaya çalışsak ya? | Open Subtitles | كلّنا كنّا هناك معاً، فلمَ لا نتشبّث ونتعرّض للعاصفة معاً؟ |
Biliyor musun, bu bana önceki bir fırtınayı hatırlattı... | Open Subtitles | تعرف، هذا يذكرني ..بالعاصفة التيواجهناهافي. |
Annemi aldı ve fırtınayı izlemek için kayalığım kenarına gittiler. | Open Subtitles | أخذ أبي أمي إلى حافة المنحدر لمُرَاقَبَة العاصفةِ |