Bana doğru yanaşıp kulağıma şunu fısıldıyorlardı: "Kadın casus öldü artık." | Open Subtitles | لقد كانوا يهمسون حولي المرأة الجاسوسة ماتت |
Kulağıma benimle evlenmek istediklerini kalelerine götürmek istediklerini fısıldıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يهمسون لى كيف يريدون أن يتزوجوننى ويأخذوننى لقلاعهم |
Benimle konuştuklarını duyabiliyordum bana fısıldıyorlardı, ne yapacağımı söylüyorlardı. | Open Subtitles | سمعتهم يتحدثون إليّ، يهمسون يخبرونني بما أفعل |
Yaptığın her şeyde kulağına bir şeyler fısıldıyorlardı. | Open Subtitles | يهمسون في ااذنك عند كل خطوة |