"fısıldardı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يهمس
        
    • تهمس
        
    • همست في
        
    Sen bebek iken bile deden kulağına fısıldardı hep. Open Subtitles عندما كنت رضيعاً كان جدك يهمس بإذنك طوال الوقت
    Saatlerce elinde tarakla oturup dinler ve kendi sırlarını fısıldardı. Open Subtitles كان يجلس معه لساعات يستمع و يهمس بأسراره
    "Don Birnam," diye fısıldardı. Open Subtitles يهمس: دون بيرنام
    Ve hatırlarım, uyumadan önce, kulağıma fısıldardı, "Samanyolu gözlerinde, güller yanaklarında ve mutlu bir kız sabah vaktinde." Open Subtitles وأتذكر أنه عندما أذهب للنوم... ‏ كانت تهمس فى أذنى "النجوم مشرقة...
    Bir kadın vardı tümgün soğuk bahçede otururdu "Ali Babanın bir çiftliği var"ın sözlerini fısıldardı tekrar, tekrar, tekrar. Open Subtitles كان هناك امرأة تجلس بلا حراك في الحديقة طوال اليوم .. تهمس بكلمات "مكدونالد) العجوز كان لديه مزرعة)" مراراً وتكراراً
    Ama her gece ışıklar kapandığında, ...Jewel ona fısıldardı, "Yarın yepyeni bir gün olacak". Open Subtitles لكن كل ليلة عندما تطفئ الأضواء جويل) كانت تهمس اليه, غدا يوم جديد و حافل)
    Kimse söylediklerini duyamazdı ama Edward'a cehennemde konuşulan şeyleri fısıldardı durmaksızın. Open Subtitles لم يستطع أحد سماعه يتحدث، لكنه كان يهمس لـ (إيدوارد) باستمرار عن أمور شديدة الوحشية
    Hep şöyle fısıldardı, Open Subtitles كان يهمس دائماً،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more