Fakat bundan etkilenen sadece isyerleri degil. Siradan insanlarin gunluk faaliyetlerine de girmis durumda. | TED | لكن، ليس العمل فقط هو الذي يتأثر بهذا. في الحقيقة، يحتشد هذا المثال في الأنشطة اليومية لأناس عاديين. |
Son 12 ay içinde meydana gelen uydu termal ve tanımlamak faaliyetlerine erişim | Open Subtitles | يتم الوصول إلى الأقمار الصناعية وتحديد الأنشطة الحرارية التي حدثت في 12 شهر الماضية |
1980'lerin başından bu yana New Jersey'deki çete faaliyetlerine vurulan en büyük darbe. | Open Subtitles | و هؤلاء يمثلون أكبر القائمين على نشاطات المافيا في منطقة نيو جيرسي منذ أوائل الثمانينيات |
Savcı yardımcısının yasadışı faaliyetlerine bakın. | Open Subtitles | أنظر فحسب إلى نشاطات مساعد المدّعي العام المحظورة. |
- Evet, Barker. Ve bu dördü de CIA'in faaliyetlerine katılmışlar. | Open Subtitles | باركر و الأربعة الآخرون سبق لهم العمل في أنشطة تابعة لل.. |
Paris'te faaliyetlerine devam etti. | Open Subtitles | في باريس استمر بأنشطته. |
Okul faaliyetlerine biraz daha ilgi göstersen annenle benim içimiz çok daha rahat ederdi. | Open Subtitles | أنا وأمك سنشعر بتحسن كبير إن كان لديك شيء إن اهتممت بشيء، تعرف الأنشطة المدرسية |
Kendimi derslere, üniversite sınavlarına... ve ders dışı okul faaliyetlerine verdim. | Open Subtitles | طيلة الوقت بالدروس... اختبار التقييم المدرسي، الأنشطة اللامنهجية |
Grup faaliyetlerine katılmayı reddetmeleri, dış görünüşlerinin değişmesi... | Open Subtitles | و رفض المشاركة في الأنشطة الجماعية ... والتغير في مظهرهم |
Bütün telefon faaliyetlerine yardımcısı bakıyor. | Open Subtitles | -فإنّ مُساعدته تتولّى كافة الأنشطة الهاتفيّة . |
Geçtiğimiz birkaç ayda Memur Irving Arceneaux'nun suç faaliyetlerine ilişkin önemli deliller elde etti. | Open Subtitles | ،على مدى الأشهُر القليلة الماضيَة قام الضابط (إيرفينغ) بجمع ،(أدلة قويّة على الأنشطة الإجراميّة لـ(آرسينيو |
Çin'de ölen insanlar suç faaliyetlerine karışmış insanlardı. | Open Subtitles | أن من ماتوا في الصين ، متورطين في نشاطات إجرامية |
Şimdi de Mutabakat'ın faaliyetlerine katılmasına açıkça izin verilecek. | Open Subtitles | بالإضافة أن ( سلون ) سيكون مسموح له أن يكون متعاوناً معنا في نشاطات ( الكوفنانت ) |
Bunu rapor etmiştim ve Eichmann'ın faaliyetlerine doğrudan katılan Yahudi liderlerinin rolünü açıklığa kavuşturmak zorundaydım. | Open Subtitles | وكان يجب عليّ توضيح الدور الذي لعبه هؤلاء الزعماء اليهود الذين شاركوا بشكل مباشر (في نشاطات (ايخمان |
Ama ben - benim izinlerim var ve ve gücümün yettiği müddetçe Mr.Cross'un dinazorlarla akalı faaliyetlerine destek olurum. | Open Subtitles | لكن لدي الصلاحيات وسأفعل كل ما في طاقتي لأدعم نشاطات السيد (كروس) المتعلقة بالديناصورات |
Hafta sonu misyonerlik faaliyetlerine hâlâ katıIıyor musun? | Open Subtitles | هل ما زلتِ تُشاركين في أنشطة بعثة عطلة نهاية الأسبوع؟ |
Neyse, Mayıs Kraliçesi faaliyetlerine devam etmek Marcie'yi ortaya çıkartmanın en iyi yolu olabilir. | Open Subtitles | علي أيّ حال ، إكمال أنشطة ملكة مايو الطبيعية ربما سيكون أفضل الطرق لإخراج (مارسي) |
Casusluk faaliyetlerine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | و لن اسمح بأي أنشطة تجسس |
Paris'te faaliyetlerine devam etti. | Open Subtitles | في باريس استمر بأنشطته. |