Bunun berbat bir zaman olduğunu biliyorum, fakat Başkan aradı ve gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف أن هذا وقت غير مناسب، ولكن الرئيس اتصل بي ولابد أن أغادر |
fakat Başkan, dava sonuçlarında ilerleme bekliyor. | Open Subtitles | ولكن الرئيس يحتاجنا أن نتقدم في هذه القضيه نتائج |
fakat Başkan kendisine hizmet etmemi bekler. | Open Subtitles | ولكن الرئيس يحب أن أخدمه شخصيًا |
Geciktiğim için özür dilerim, Bill, fakat Başkan hâlâ karar vermeye çalışıyor. | Open Subtitles | متأسف على التأخير يا (بيل) ولكن الرئيس لازال يفكر في رد |
Üzgünüm, arkadaşlar, fakat Başkan Stone biraz gecikebilir. | Open Subtitles | ولكن الرئيس سوف يتاخر |