| Fakat zaman daralıyordu ve doğa her zaman bir adım öndeydi. | Open Subtitles | لكن الوقت كان ينفذ والطبيعة كانت دائما متقدمة بخطوة واحدة |
| Fakat zaman dolduğunda, Bir süre hiçbir şey düşünemedim. | Open Subtitles | لكن الوقت أنجز جزئه، وأنا حقاً لم أفكر حياله لفترة. |
| Fakat zaman dolduğunda, Bir süre hiçbir şey düşünemedim. | Open Subtitles | لكن الوقت أنجز جزئه، وأنا حقاً لم أفكر حياله لفترة. |
| Oğlumun devralmasını canı gönülden isterdim Fakat zaman ve koşullar bu umudumu yok etti. | Open Subtitles | لقد كانت أعز أمنية لدي أنأورثهلابني... و لكن .. الزمن .. |
| Fakat zaman ilerledikçe, moda olarak var sayılan şey de değişti. | TED | ولكن الوقت يمرّ، واختفى معه ما كان يعتبر موضة. |
| Fakat zaman pek de onun tarafında değildi. | Open Subtitles | لكن الوقت لم يكن حليفه بالضرورة |
| Fakat zaman değişiyor.... ...Şimdi iki kişiler. | Open Subtitles | لكن الوقت يتغير الآن لديهما اثنتين |
| Fakat zaman da paradır. | Open Subtitles | لكن الوقت أيضاً مال |
| Fakat zaman geçiyor. | Open Subtitles | لكن الوقت يجري سريعاً |
| Fakat zaman benim türüm için farklı hareket eder. | Open Subtitles | لكن الوقت لم يكن في صالحي |
| Fakat zaman çok kıstıltı. | Open Subtitles | لكن الوقت هو جوهر المسألة. |
| Fakat zaman benim tarafımda değil. | Open Subtitles | لكن الوقت ليس الى جانبى |
| ♪ Fakat zaman hiçbir şeyi etkilemiyor | Open Subtitles | * لكن الوقت يتناثر إلى فراغ * |
| Fakat zaman geçti, işler değişti. | Open Subtitles | لكن الزمن يمر، و تغيرت الأمور. |
| Fakat zaman herşeyi düzeltir. | Open Subtitles | لكن الزمن سيصلح الكثير |
| Fakat, zaman benden yana değil. Gerçeği öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | ولكن الوقت لا يسعفني أريد الحقيقة فقط |
| Fakat zaman bir unsurdur. | TED | ولكن الوقت هو عامل حاسم. |