| Ben çocukken, o kadar fakirdik ki, hamam böcekleri bile refah içindeydi. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا كنا فقراء جدا حتي أن الصراصير كانت تنعم بالرخاء |
| Bir şekilde İngilizce çalışmaya zaman buldu ve bilgi teknolojilerinde yeterlilik kazandı. fakirdik. | TED | بطريقة ما وجدت وقتاً لتتعلم الانجليزية وحصلت على مؤهلات في تقنية المعلومات. كُنا فقراء |
| Birçok şey incelenebilir fakat şuna bir bakın; 30 yıl önce, Çin'de hâlen fakirdik. | TED | كثير من الأمور يمكن دراستها، ولكن انظروا لهذا: منذ 30 عاماً، كنا لا نزال فقراء بالصين. |
| fakirdik ama fakir olduğumuzun farkında değillerdi, daha da fakir olmaya çalışıyorlardı. | TED | كنا فقراء، لكن لم يعتقد والديَّ أننا كنا فقراء بما يكفي، فسعيا إلى الفقر الدائم. |
| O zamanlar ikimiz de fakirdik ve bundan gocunmuyorduk. | Open Subtitles | وأقررناه عندما كنا فقيرين وراضيين بذلك |
| Biz de kendi aracımızı alamayacak kadar fakirdik, bu onun kendi kendine uydurduğu bir hikâyeydi. | TED | وحقيقة أننا كنا فقراء جدًا لتكون لدينا حافلة خاصة بنا، كانت تلك القصة التي قالها لنفسه. |
| Benim hiç olmadı. Çok fakirdik. | Open Subtitles | لم أمتلك واحداً من قبل مطلقاً نحن فقراء للغاية |
| Çok fakirdik. Bir kız için fazla fırsat yoktu. | Open Subtitles | كنا فقراء جدا ولم يكن يوجد فرص كثيرة لفتاة |
| O yıl körfezde ekipman ile balık avlanması yasaklanmıştı.. ....bu yüzden fakirdik. | Open Subtitles | منعوا صيد الأسماك الكبيرة في تلك السنة وكنا فقراء |
| fakirdik fakat çok mutluyduk evde hep beraber yemek yapıp, müzikle uğraşıyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا فقراء. و لكننا عشنا بسعادة على جرعات .كبيرة من الخبز المنزلي |
| Dağdaki o şifalı otların para ettiğini öğrenmeden önce, fakirdik fakat sürekli gülerdik. | Open Subtitles | في الماضي وقبل أن أعلم بأن هذه الأعشاب الطبية التي على الجبل تقدر بثروة هائلة على الرغم من كوننا فقراء كنا دائماً نضحك |
| Biz her zaman fakirdik, hiç dışarda yemek yemezdik. | Open Subtitles | لقد كنا دائماً فقراء ما كنا نأكل في الخارج أبداً |
| Bir çiftlikte büyüdüm fakirdik ve kendi eğlencemizi kendimiz yaratırdık. | Open Subtitles | لقد ترعرعت في مزرعة كنا فقراء توجب علينا ايجاد طرقا للمرح بانفسنا |
| Ben çocukken, çok fakirdik. | Open Subtitles | لا لا لا في الطفولة كنا فقراء جدا |
| Eskiden çok fakirdik ve Bay Clennam bize iyi davrandı ve yardım etti. | Open Subtitles | لقد كنا فقراء جدا والسيد "كلينم" كان طيبا معنا وكان يساعدنا. |
| Yani, tabii, fakirdik falan ama mutluyduk. | Open Subtitles | نعم، بالتأكيد كنا فقراء لكن كنا سعداء |
| fakirdik, o yüzden hediye demek büyük bir şey demekti. | Open Subtitles | كنا فقراء ، لذلك أي هدية كانت مهمة |
| Küçükken fakirdik. Kimseye verecek bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | صغيراً كنت عندما فقراء كنا لأننا |
| Babam fabrika işçisiydi, fakirdik. | Open Subtitles | كان أبي يعمل في المطاحن، كنا فقراء. |
| Biz çok fakirdik. | Open Subtitles | والديّ كانا فقيرين جداً, |