Yedi isim var. Farhan beş numara. | Open Subtitles | قائمة، عليها 7 أسماء، و(فرحان) هو الرقم 5. |
Göçmen bürosuna göre, Hamal Farhan iki kere öğrenci vizesi için başvurmuş ve iki kere reddedilmiş. | Open Subtitles | وفقا لدائرة الهجرة، (حامال فرحان) تقدّم بطلبين للحصول على تأشيرة طالب ورفض في المرتين. |
Yemen, Farhan'ı elçilik personeli olarak göstermiş. | Open Subtitles | (اليمن) أضافت (فرحان) إلى قائمة موظفي السفارة. |
- İz, Farhan'ın sol ayağına uyuyor. | Open Subtitles | أجل، تلك الطبعة تطابق حذاء (فرحان) الأيسر. |
Farhan'ın cüzdanından çıkan listedeki yedi isimden beşi ölmüş. | Open Subtitles | خمسة من الأسماء السبعة من القائمة في محفظة (فرحان) موتى. |
Bay Farhan'ın derhal elçiliğe teslim edilmesini istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نطلب أن يّسلّم السيد (فرحان) إلى السفارة حالا. |
Bay Farhan Amerika'da bir üniversiteye girmek istedi ama öğrenci vizesi verilmedi. | Open Subtitles | السيد (فرحان) أراد دخول جامعة أمريكية، لكن تمّ رفض منحه تأشيرة طالب مرارا. |
Maury Goldberg, Thomas West, Adam Zeileg, Sean Price ya da Hamal Farhan'ı tanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف (موري غولدبيرغ)، (توماس ويست)، (آدم زيليغ)، (شون برايس) أو (حامال فرحان)؟ |
Yok. Büyük Kütle Spektrometresi Farhan'ın zehirlenip zehirlenmediğini söyleyene kadar yok. | Open Subtitles | كلا، ليس حتّى يخبرنا مطياف الكم إذا ما تمّ تسميم (فرحان) أو لا. |
Farhan'ın son yolculuğunun zaman çizelgesini çıkarmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول تأسيس جدول زمني لآخر رحلة لـ(فرحان) يا (غيبز). |
Sosyal sigorta kartı olamayan Farhan hariç. | Open Subtitles | بإستثناء (فرحان)، فليس لديه بطاقة للضمان الإجتماعي. |
Onu da rahat ders çalışabilsin diye Farhan'ın odasına koymuştuk. | Open Subtitles | و لم نضعه في غرفتنا و لكننا وضعناه في غرفة (فرحان) حتى يتمكن من الدراسة |
Elimizde ne varsa Farhan'ın eğitimine harcadık. | Open Subtitles | و ما زلت أركب الدراجة صرفت مالي كله من أجل تعليم (فرحان) |
Farhan, Raju. İkiniz yarın odama geliyorsunuz. | Open Subtitles | (فرحان) و (راجو) ، أريدكما أن تحضرا إلى مكتبي غداً |
Bu senin babanın aylık geliri değil mi, Farhan Bey? | Open Subtitles | هذا هو الدخل الشهري لوالدك يا سيد (فرحان) |
Herşey tamam o zaman, Farhan, ablanla evleniyor. | Open Subtitles | لقد تم تدبير كل شيء سيتزوج (فرحان) من أختك |
Farhan, koş getir. | Open Subtitles | أسرع يا (فرحان) أحضرها من مكتب المدير حسناً |
Farhan, sen süpürgeyi getir, ben elektrik bulurum. | Open Subtitles | (فرحان) أحضر المكنسة الكهربائية و أنا سأتكفل بالكهرباء -حسناً |
Farhan, senin lens temizleyiciyi getir. | Open Subtitles | (فرحان) ما ذلك الشيء الذي تنظف به الكاميرا ماذا تطلق عليه ؟ -إنه المنفاخ |
Üzülerek bildirmeliyim ki, oğlunuz... Farhan... | Open Subtitles | يؤسفني أن أعلمك أن إبنك (يسلكطريقاًخاطئة(فرحان)و(راجو ... |