| Farid, senin için giysi getirdim. Yoksa soğuktan öleceksin. | Open Subtitles | فريد , هاك بعضاً من الملابس لك و إلا ستتجمد للموت |
| Farid ve korumalarına başına gelenlere karışmam. | Open Subtitles | ولكني لا اضمن لك سلوك فريد وبقية الحراس |
| Bomba Farid'deyse ve onları fark ederse, bu çok kötü olabilir. | Open Subtitles | وإذا كان (فريد) معه قنبلة ورآهم يمكن أن تكون الأمور سيئة |
| Farid benim ailem değil mi? | Open Subtitles | اليس فريد عائلتي. ؟ |
| Bakın, Hamid ve Farid'i zehirleyip zehirlemediğinizi anlamak için temmuz ayının ilk haftası nerede olduğunuzu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أعرف أين كنت في "يونيو" لمعرفة ما إذا كنت قمت بتسميم (حميد) و(فريد( |
| Farid hem bombayı yaptı, hem de kardeşini öldürdü. | Open Subtitles | العزل فريد) بالتأكيد صنع القنبلة( وقام بقتل أخيه |
| Dükkân sahibi Farid'in otobüsle şehir merkezine gittiğini söyledi. Hangi otobüs olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | قال صاحب متجر ، أنّه رأى (فريد( يركب حافلة ويتوجّه إلى وسط المدينة ويترجّل هناك |
| Farid'in kardeşini öldürme nedenini anlamış değilim. | Open Subtitles | )أنجيلا) ما زلت تبحث ما لا أفهمه لماذا قام (فريد) بقتل أخاه؟ |
| Ne, Um Kulthoum ya da Farid gibi mi? | Open Subtitles | مثل فريد وأم كلثوم؟ |
| Sen Farid ile gideceksin sonrada sınırın yakınındaki bir yurtta buluşacağız. | Open Subtitles | أنت تذهب مع(فريد)ثم نتقابل فى أى فندق قرب الحدود |
| Farid, sen tam bir salaksın. Bizi bulmalarını mı istiyorsun? | Open Subtitles | أنت أحمق تماماً يا(فريد) هل تريدهم أن يمسكوا بنا؟ |
| Tom ve Farid ailesi mi? | Open Subtitles | هل أنتما عائلة (توم)و(فريد)؟ -هل هم هنا؟ |
| Şu kızın, Prens Farid'in yanından ayrılmamasını istiyorum. | Open Subtitles | ( أريد فتاتك صاحبة الأمير ( فريد . مثل الحطب على النار |
| 5 gun once Prens Farid'in yatindayken, vekilharc bir ziyaretcinin geldigini bildirdi. | Open Subtitles | بالنسبة إلينا جميعاً منذ خمسة أيّام (كنّا على يخت الأمير (فريد حين أعلم قهرمانه أنّ زائراً فجائياً حلّ ضيفاً عليه |
| Yalanlardan söz açılmışken, baba Farid Lübnan ordusunda görevliymiş. | Open Subtitles | بالتحدث عن الكاذبون، الأب (فريد) كان في الجيش اللبناني. |
| Farid her yere çamaşır deterjanı döktü. | Open Subtitles | لقد سكب (فريد) منظف غسيله في جميع أنحاء الغرفة. |
| Dışişleri Bakanlığı'da Lübnan Hükümeti'de Farid'e sahip çıkmayı reddetti. | Open Subtitles | وزارة الداخلية و الحكومة اللبنانية رفضوا أي أدعاء لـ (فريد). |
| - Farid biraz dinleniyor. | Open Subtitles | فريد يأخذ استراحة |
| Farid şu an dinleniyor. | Open Subtitles | فريد يأخذ استراحة |
| Farid'le konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع فريد للتوّ |
| Dedektifin hazırlıklarını görmesinde bir sakınca yok Farid. | Open Subtitles | لا ضرر في سير المحقق (أثناء إعداداتك يا (فاريد |