Ama belki de bu adam nerede olduğunu ya da ne olduğunun farkında değildir. | Open Subtitles | لكن، قد لا يعرف هذا الرجل أي هو أو لا يدري مالذي يجري |
Bazısı, rüyalarında geleceği gördüğünün farkında değildir. | Open Subtitles | و البعض لا يدري أن ما يراه هو المستقبل. إنه يأتي في الأحلام. |
Eğlencelidir, çünkü bu çocukların çoğu, burda bir tarih yattığının farkında değildir, her hareketlerinde arkalarında bir gölge vardır. | Open Subtitles | هذا مضحك، لأن معظم هؤلاء الأولاد، أنهم حتى لا يدركون أن هناك تاريخ لهذا، تاريخ وراء كل حركة |
Birçok insan, bunu değiştirene kadar ucube olduklarının farkında değildir. | Open Subtitles | ومعظم الناس لا يدركون أنهم غريبي أطوار إلا بعد أن يفوت أوان التغيير |
Birçok insan kendilerindeki potansiyelin farkında değildir. | Open Subtitles | مُعظم الناس لا يدركون ما مدى عبقريتهم |