Peki bu ifadeler tüm dünyada kültür fark etmeksizin aynı şekilde mi algılanıyor? | TED | لكن هل تبدو هذه التعبيرات متشابهة وتوصل نفس المعنى في العالم كله، بغض النظر عن الثقافة؟ |
Hatta motorundaki sensör ile sıcak veya soğuk fark etmeksizin 575 hp almanızı sağlamak için ayarlamalar yapıyor. | Open Subtitles | بل انه يوجد حسّاس داخل المكينة يوازن قوة المكينة بغض النظر عن برودة او حرارة الجو ليعطيك بشكل دائم 575 حصاناً |
Görüyorsunuz, bu soruyu ülkenin her köşesinde sordum ve yer fark etmeksizin sorduğum her yerde, seyircinin büyük bir kısmı çoğunlukla ellerini kaldırmaz. | TED | لقد طرحت هذا السؤال في جميع أنحاء البلاد وفي أي مكان أطرحه ، بغض النظر عن المكان، يوجد هناك عدد كبير من المستمعين يمتنعون عن رفع أيديهم |
Bataryaları 3,3 ve 2 olacak şekilde gruplara ayırarak 7 veya daha az denemede, deneme sırası fark etmeksizin çalışan bataryaları bulursunuz. | TED | تقسيم البطاريات لجموعات من ثلاثة، ثلاثة، واثنين يضمن لك أن تحصل على نتيجة ناجحة بسبع محاولاتٍ أو أقل، بغض النظر عن الترتيب الذي تجرب فيه المجموعات. |
Direksiyonda sürücü yokken bu detayları çözmek için araba sensör ve akıllı gözlere ihtiyaç duyar. Çevre, hava ya da ne kadar karanlık olduğu fark etmeksizin hepsi anında. | TED | ومع عدم وجود إنسان يقود السيارة، فإن السيارة بحاجة إلى وجود عيون ذكية ومجسات من شأنها حل هذه التفاصيل بغض النظر عن الطقس أو درجة الظلام كل ذلك في جزء من الثانية. |
Çocukların büyümesini ve ne giydikleri, kimi sevdikleri veya hangi zamiri kullandıkları fark etmeksizin oldukları ve olabilecekleri kişiden gurur duyan bireylere dönüşmelerini istiyorum. | TED | أُريدُ من الأطفال بأن يكبروا بما هم عليه، وأن يفخروا بأنفسهم بما هم عليه وبما يمكنهم أن يكونوا عليه، بغض النظر عن من يحبون، أو ما يلبسون، أو إلى الضمائر التي يستخدمونها. |
Yani bariz cevap, cinsiyet, yetenek ve köken fark etmeksizin, Sierra Leone'deki her çocuğa ücretsiz, kaliteli eğitim vermekti. | TED | لذلك، الحل الواضح هو توفير التعليم النوعي المجاني لكل طفل من أطفال سيراليون، بغض النظر عن نوع الجنس والمقدرة والانتماء العرقي. |
Yaşınız, cinsiyetiniz ne olursa olsun, vatandaş olup olmamanız, güçlü kuvvetli veya engelli olmanız fark etmeksizin herkes katılabilir. | TED | بغض النظر عن عمركم، وميولكم الجنسي ونوع جنسكم، أكنتم مواطنين أو غير مواطنين، قادرين بدنيًا أو معاقين، يمكن لأي شخص أن يشارك. |
Lorelai hainlik etmeye devam ediyor, hangi dünyada oldugu fark etmeksizin. | Open Subtitles | إن غدر (لوريلاي) لم يتغير بغض النظر عن العالم المحيط |
Lorelai hainlik etmeye devam ediyor, hangi dünyada olduğu fark etmeksizin. | Open Subtitles | إن غدر (لوريلاي) لم يتغير بغض النظر عن العالم المحيط |
Hikaye şöyle devam ediyordu: Tüm toplumlar, kültür fark etmeksizin, Hristiyan, Müslüman ya da Konfüçyüsçü olsun, grupların temel birimler olduğu geleneksel toplumlardan, atomize edilmiş bireylerin üstün birimler olduğu modern toplumlara gelişmelidirler. Bütün bu bireyler tanım gereği rasyoneldir, ve hepsi tek bir şey ister: Oy. | TED | جرت هذه القصة كما يلي: كل المجتمعات، بغض النظر عن الثقافة، سواء كانت مسيحية أو مسلمة أو كونفوشيوسية، يجب أن تتقدم من مجتمعات تقليدية تكون فيها الجماعات هي الوحدات الأساسية إلى مجتمعات حديثة يكون فيها الأفراد المتفككين هم الوحدات ذات السيادة، وكل أولئك الأفراد، بحكم التعريف، عقلانييون وجميعهم يريدون شيء واحد: الاقتراع. |