"fark etmemiştim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم أدرك
        
    • لم أكن أدرك
        
    • لم ألاحظ
        
    • لم أعرف
        
    • لم أعلم
        
    • لم ألحظ
        
    • لم ادرك
        
    • لَمْ أُدركْ
        
    • لم اعرف
        
    • لم اعلم
        
    • لم الاحظ
        
    • أدرك أن
        
    • ألاحظها
        
    • لمْ ألاحظ
        
    • لم أٌدرك
        
    Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. TED حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل.
    ...atların bu kadar büyük gözleri olduğunu hiç fark etmemiştim. Open Subtitles لم أدرك قط أن الخيول لديها مثل تلك العيون الكبيرة
    Bunun, bu kadar evrensel bir deyiş olacağını fark etmemiştim. TED لم أكن أدرك أن هذه العبارة ستكون بهذه العالمية.
    Bunu daha önce fark etmemiştim ama cildin yapış yapışmış. Open Subtitles تعرفين، لم ألاحظ هذا من قبل لكن جلدك دبق جدا
    Bunun hakkında ciddi olduğunu fark etmemiştim, bu yüzden iptal ettim. Open Subtitles أنا لم أعرف أنك كنت جادا بشأن ذلك .. لذلك قطعته
    Sana yardım etmeye çalışanlar kervanında bütün ön sırayı kapladığımı fark etmemiştim. Open Subtitles لأني لم أعلم أني كنت أعترض سبيل طـابور الرجـال الذيـن يحـاولون مسـاعدتك
    O âna kadar, hayatımın ne kadar sığ geçtiğini fark etmemiştim. Open Subtitles قبل تلك اللحظة لم أدرك كم كانت حياتي ضحلة من قبل
    Bana gelince hayal kurduğumu hiç fark etmemiştim çünkü sürekli çiziyordum. Open Subtitles لم أدرك أبداً ان حلمي سيتحقق اعتقدت دائماً أنه لن يتحقق
    Vay canına, durumun bu kadar ciddi olduğunu fark etmemiştim. Open Subtitles لم أدرك أنّه كان بذلك الجدّية. حسناً، لكي أكون صادقاً،
    Pekâlâ. Senin için bu kadar önemli olduğunu fark etmemiştim. Open Subtitles حسناً، انا لم أدرك بان هذا مهم جداً بالنسبه لك
    Ancak bu basit tecrübenin, kısa olmasına rağmen, toplumumuzda ayrıcalıklı olduğunu fark etmemiştim. TED ولكني لم أدرك أن هذه الخبرة البسيطة، والمختصرة، كانت امتيازًا في مجتمعنا.
    O zaman bunu fark etmemiştim ama bu bir başarısızlık örneği değildi. TED لم أدرك ذلك حينها، لكن هذه لم تكن سمات الفشل.
    Home Counties'in bu kadar güzel olduğunu hiç fark etmemiştim. Open Subtitles لم أكن أدرك في المقاطعات الرئيسية كانت جميلة جدا.
    Beni bağışla, uzman bir hekimle konuştuğumu fark etmemiştim. Doktor... Patlama. Open Subtitles أعذرني , لم أكن أدرك أنِ أتحدث الي دكتورة مُحترفة؟
    Bak Biff, ben arabayı kullanırken... bir sorunu olduğunu hiç fark etmemiştim. Open Subtitles إننى لم ألاحظ يابيف... أن السيارة بها أى... كشافات مكسورة عندما قدتها.
    Şimdiye kadar senden şüphelenmiş ama işe yaramaz sezgilerim yüzünden fark etmemiştim. Open Subtitles لقد كن حتى الآن شاكاً فيك ولكن لم ألاحظ, بسبب مهارات المرواغة العالية
    Yalancı olmak bir tarafa ama iki yüzlü olduğunu fark etmemiştim. Open Subtitles انه شئ أن تكون كاذباً لكني لم أعرف انك منافقة أيضاً
    Sanırım o ölene kadar, Helen gibi bir eşe sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu fark etmemiştim. Open Subtitles أعتقد أنني فقط لم أعلم لأي درجة كنت محظوظاً لأحظي بزوجة مثل هيلين حتي فقدتها
    Bu kapıyı daha önce fark etmemiştim. Acaba nereye çıkıyor? Open Subtitles لم ألحظ هذا الباب من قبل أتسأل إلى أين يؤدي
    İlk isimlerinizi kullandığınızı fark etmemiştim. Open Subtitles لم ادرك انكما تناديان بعضكما بالاسم الاول
    Ciddi olduklarını fark etmemiştim. Open Subtitles أنا لَمْ أُدركْ بأنّهم كَانوا هذا الجدّيينِ.
    Özür dilerim efendim! Filo amirali olduğunuzu fark etmemiştim. Open Subtitles انا اسف يا سيدى ، لم اعرف انك قائد الاسطول
    Böylesine zor kararlar vereceğimi fark etmemiştim. Open Subtitles لم اعلم اني سأضطر لأخذ العديد من الخيارات الصعبة
    Ayrılana kadar burayı ne kadar sevdiğimi hiç fark etmemiştim. Open Subtitles هل تعلمي.. انا لم الاحظ كم أحب هذا المكان الا عندما تركته و ذهبت بعيدا عنه
    Daha önce hiç fark etmemiştim. Bu biraz... Open Subtitles أنا فقط لم ألاحظها من قبل، إنها نوع...
    Daha önce fark etmemiştim, ama kamera kaydının sonunda, o...o...birini tanıyor. Open Subtitles -ماذا تقصدين؟ لمْ ألاحظ هذا مِن قبل، لكن في نهاية شريط الفيديو الأمني، لقد...
    Bu düğüne gelene kadar, bir önceki düğünden ne kadar etkilendiğimi, fark etmemiştim. Open Subtitles لم أٌدرك حجم الصدمة التي عشتها حتي آن أوان حضوري لهذا الزَفاف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more