"fark etmeyecek" - Translation from Turkish to Arabic

• يلاحظ
• سيلاحظ
• لن تلاحظ

O kadar parayı kaybedeceksin ve kimse fark etmeyecek mi sandın?
أتعتقد أنك بخسارتك لهذا القدر من المال لن يلاحظ أحد شيئاً؟

Kimse bir gecede peyda olan yeni adamı fark etmeyecek mi?
لن يلاحظ أحدهم أن شخصا جديدا ظهر في ليلة وضحاها ؟

Elbette, ama zaten kötü olursa kimse fark etmeyecek ve umursamayacak.
بالتأكيد، و حتى لو كان سيئاً جداً لن يلاحظ أحد ذلك

Sence baban dışarıdaki büyük büyük babanın icadından geçmiş gibi görünen Ferrariyi fark etmeyecek mi?
ألا تظن أن والدك سيلاحظ منظر الفيراري الذي يبدو وكأنه مر بإختراع جدك ؟

Sence kimse asansörün durduğunu fark etmeyecek mi?
أتعتقد أنّ لا أحد سيلاحظ أن المصعد توقّف عن العمل؟

Hizmetçi bir şey fark etmeyecek çünkü ışıklar kapalı olacak.
لن تلاحظ الخادمة شيئا لأن الضوء سيكون منطفئا.

Kulağına fısıldadığımızı fark etmeyecek mi sence?
أتَعتقدين بأنّها لن تلاحظ أننا نهمس في أذنِها؟

Kartı çaldığında öylesine sarhoş olacak ki fark etmeyecek bile.
سوف يكون ثملاً ومن ثم نسرق المفتاح وهو لن يلاحظ ولا نحتاج لتخدير

Mikrofon avizenin içinden girecek, haliyle o da fark etmeyecek.
المذياع يمر من خلال الضوء، لهذا لن يلاحظ

Kimse fazlasını fark etmeyecek çünkü.
حيث أنه لا أحد سوف يلاحظ مزيداً من الخدوش.

Sen itirafı imzalar imzalamaz. Ufak ufak ödeme yapılacak, böylece kimse fark etmeyecek.
بمجرد ان توقع على الاعتراف سيحصلون عليه في فترات متواليه , كي لا يلاحظ احد

-Bence fark etmeyecek.
حسنا, أي جهة ستأخذين؟ أراهن بأنه لن يلاحظ!

Muhtemelen büyük bi parti olacak, ve kimse orda olduğumuzu fark etmeyecek bile.
على الأرجح ستكون حفلة كبيرة ولا أحد سيلاحظ وجودنا

Ama bu makine üzerinde hâlâ biraz çalışmam gerek çünkü bardağı ben alıp platformun üzerine koymak zorundayım ama elleriniz biraz titriyorsa kimse fark etmeyecek çünkü büyüleyici bir cihaz kuşanmış durumdasınız.
لكني مازلت بحاجة للعمل على هذه الآلة لأنه عليّ أن أمسك الكأس وأضعه على المنصة لكن في حال كانت يداك ترتعش قليلا لا أحد سيلاحظ الأمر لأنك ترتدي جهازاً ساحراً

Sence insanlar fark etmeyecek mi?
ألا تعتقد أن أحداً سيلاحظ غيابها؟

Hap zarfta olduğunu zaten fark etmeyecek miydi?
ألم يكن "هاب" سيلاحظ وجود ذلك في الظرف بأية حال؟

Çizgişehir'in yok olduğunu hiç kimse fark etmeyecek mi sanıyorsun?
ألا تظن أن أحداً سيلاحظ إختفاء (تونتاون)؟

Senin haricinde kimse fark etmeyecek.
لا احد سيلاحظ هذا غيرك

Ne kadar eğlenceli biri olduğunu fark etmeyecek.
هي لن تلاحظ مدى روح الدعابة لديه

Aldığımı bile fark etmeyecek. Bak.
هي حتى لن تلاحظ بأنّها فقدت

Onun kaybolduğunu fark etmeyecek mi?
وهي لن تلاحظ فقدانها؟