Otelden ayrıldıklarını fark ettiğimde küçük bir kaçamak yaptıklarını sanmıştım. | Open Subtitles | عندما أدركت أنهم يغادرون الفندق خطر لي، أنهم قـد يهربون |
BAYANLAR 1 979'dan beri hiç bayan müşteri olmadığını fark ettiğimde burayı ofise çevirdim. | Open Subtitles | لم أدخل هنا من قبل. عندما أدركت أن النساء لم يأتين منذ 1979، حوّلته إلى مكتب. |
Havada olduğumu, ve neredeyse boş bir havuza atladığımı fark ettiğimde... | Open Subtitles | عندما أدركت أنني في الهواء أقفز في بركة شبه خالية |
Yanımda olmadığını fark ettiğimde yolu yarılamıştım bile. | Open Subtitles | لقد كنت بنصف الطريق الى البنك عندما أدركتُ أنه ليس معي |
Gey olduğumu fark ettiğimde bir kural koymadım. | Open Subtitles | حين أدركت أنني ربما شاذة لم أضع القوانين |
Virüsün mutasyona uğradığını fark ettiğimde kendimi sorguladım, dediğin şeyi hatırladım. Tanrı'yı oynayamam. | Open Subtitles | حينما علمت أن الفيروس يتحور، شككت بنفسي وتذكرت ما قلته وأنني لا يسعني لعب دور الرب |
Söndüremeyeceğimi fark ettiğimde kaçtım. | Open Subtitles | و عندما أدركت ما حولي لم أستطع إطفاء الحريق، فهربت |
Bunu fark ettiğimde, diğer çocuktan ayrıldım ve... | Open Subtitles | , و عندما أدركت ذلك . . قطعت علاقتي مع الشاب الآخر |
Kabus şikayetlerinden uyanmadığını fark ettiğimde, | Open Subtitles | عندما أدركت أنك أنك لا يمكنك إيقاظ نفسك عندما يراودك كابوس |
Görünmez olduğumu fark ettiğimde yedinci sınıftaydım. | Open Subtitles | كنت في الصف السابع عندما أدركت أني غير مرئية ليس بهذه الطريقة |
Görünmez olduğumu fark ettiğimde yedinci sınıftaydım. | Open Subtitles | كنت في الصف السابع عندما أدركت أني غير مرئية |
Ne olduğunu fark ettiğimde sadece ilk cümlesini okumuştum. | Open Subtitles | لم أقرأ سوى الجملة الأولى، عندما أدركت ماذا كانت. |
Sadie Abramovitch'in kanser olmadığını fark ettiğimde her şey yerli yerine oturdu. | Open Subtitles | كل شيء مفهوم عندما أدركت بأن " سيدي " ليس لديها سرطان |
Değerli olduğunu fark ettiğimde geri verdim. | Open Subtitles | عندما أدركت أنه ثمين قمت بإعادته |
Bu denklemlerin, koordinatlar olduğunu fark ettiğimde kadının, adanın yerini tespit etmeye çalıştığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما أدركت أن هذه الإحداثيات كانت خطوط الطول و دوائر العرض و خط الاستواء. افترضت أن المرأة الفرنسية كانت تحاول تحديد مكان الجزيرة. |
Bunu fark ettiğimde, yer altı yapıları için taramaya başladım. | Open Subtitles | عندما أدركت ذلك بحثت عن منشآت تحت الأرض |
Seni, Maya ile ilk gördüğümde ikinizin birlikte olduğunuzu fark ettiğimde benim de senin gibi olduğumu sonunda kendime itiraf edebildim. | Open Subtitles | أول مره " رأيتكِ مع "مايا عندما أدركتُ أنكم معا أخيرآ أعترفتُ لنفسي أني مثلكِ |
Patricia Highsmith'in köşelere saklanan ya da evin önünde nöbet tutan takıntılı karakterlerinden birine dönüştüğümü fark ettiğimde, ...seni takip etmeye bir son verdim ve Portekiz'e yazmaya gittim. | Open Subtitles | عندما أدركتُ أنني سأتحول إلى إحدى.. الشخصيات المهووسة الخارجة من روايات "باتريسيا هايسميث"، التي تختبئ في الزوايا.. |
Bunu fark ettiğimde, anladım ki, onunla da evlenmek istemiyorum. | Open Subtitles | ..لكن حين أدركت هذا، أدركت أنني لا أريد الزواج بها أيضاً |
Seni kötü şeyler yapmak için zorlayabileceğini fark ettiğimde ise daha da çok korktum. | Open Subtitles | حين أدركت أنّه قد يجبرك أنت الأخرى على فعل أشياء سيّئة ارتعبت. |
Ama ben yalanını fark ettiğimde yüz sekseninci kez bok gibi hissettim. | Open Subtitles | ولكن حينما علمت بذلك شعرت بالخذلان للمرة الـ 180 |