"fark ettik ki" - Translation from Turkish to Arabic

    • أدركنا أن
        
    • أدركنا أننا
        
    • وأدركنا
        
    • علمنا أنّك
        
    • أدركنا أنه
        
    • اتضح لنا
        
    • اكتشفنا ان
        
    fark ettik ki sadece eğitimli avukatlarla olmuyor, bir de avukatlarin aralarındaki bağın güçlenmesi gerekiyor. TED لكننا أدركنا أن ذلك ليس مجرد تدريب للمحامين، بل يتعدى للتشبيك والتواصل بين المحامين لإحداث فرق
    Ancak sonra fark ettik ki, bu soru biraz da konunun içerik mi yoksa bilgi problemi mi olduğuna değiniyor. TED ولكن بعد ذلك أدركنا أن هذا النوع يشير إلى أن هذه مشكلة معلومات أو مشكلة محتوى.
    Sonra fark ettik ki, aşmadığımız başka bir engel daha var, o da katılım engeli. TED ثم كان هناك عائق آخر أدركنا أننا لم نتخطاه، وهو عائق المشاركة.
    Ve fark ettik ki, 2004'teki teknoloji seviyesi ile bizim olmasına ihtiyacımız olan arasında büyük bir uçurum vardı. TED وأدركنا أن هناك هوة كبيرة بين قمة التطور التكنلوجي في عام 2004 وبين ما نطمح له أن يكون .
    Çünkü fark ettik ki eğer sen uzun süre yok olursan insanlığından yoksun gelirsin Bonnie'yi öldürüp Elena'yı canlandırma hevesinde olursun. Open Subtitles لأننا علمنا أنّك إذا حبست فيه أطول من اللّازم، ستعود بلا إنسانيّة مسرعًا لقتل (بوني) كيّما تحيي (إيلينا).
    Beyaz olduğunu düşünmüştük, sonra fark ettik ki o da siyahmış, Ali gibi. Open Subtitles 'كنا نعتقد انه كان أبيض ، ثم أدركنا أنه كان أسود ، مثل علي.
    Sonra fark ettik ki bu yöntem çok pahalı ve pratik değil, 30 milyon kart dağıtılması gerekirdi. TED اتضح لنا بأن ذلك سيكون باهظ الثمن وغير عملي في القيام بتوزيع 30 مليون لاقط.
    Eğer erkek ise, salyangoz; kız ise, kelebek, çünkü fark ettik ki kızlar salyangozlardan nefret ediyor. TED بالمناسبة ان كان اللاعب ذكر .. فهي حلزونات ان كان انثى .. فهي فراشات لاننا اكتشفنا ان الفتيات يكرهن الحلزونات
    Evet, fark ettik ki bizim metotlarımızı kullanarak öğrenmeye zorluyorduk seni. Open Subtitles نعم، لقد أدركنا أن كنا نحاول أن تحصل للتعرف على استخدام أساليب عملنا.
    Ancak aracımız yapılırken, ben, burada Dünya'daki sera etkisinin hesaplamalarına dahil oldum çünkü fark ettik ki atmosferik bileşimimiz değişiyordu. TED لكن حين كان يتم بناء أدواتنا، أصبحت مشاركا في العمليات الحسابية لتأثير الاحتباس الحراري هنا على الأرض، لأننا أدركنا أن تركيبة غلافنا الجوية كانت تتغير.
    Bunu yapıyoruz çünkü fark ettik ki bir şey yapısal olarak yanlış; 1979 ile 2013 arasında ücretler yalnızca yüzde altı artmış. TED نحن نفعل ذلك لأننا أدركنا أن هناك خلل جذري عندما ارتفعت الأجور بنسبة 6% بين العامين 1979 و2013.
    Bunu yapıyoruz çünkü fark ettik ki bir şey yapısal olarak yanlış; insanlar iki ve üç işte çalışıyor, hiç kimsenin yapmak istemeyeceği işleri yapıyor, kira, elektrik, sağlık hizmeti, çocuk bakımı gibi ihtiyaçları için ödeme yapamıyor. TED نحن نفعل ذلك لأننا أدركنا أن هناك خلل جذري عندما يعمل الناس في وظيفتين أو ثلات، يعملون في الوظائف التي لا أحد منكم يرغب بها، لا يستطيعون توفير الضروريات، مثل الإيجار، مثل الإضاءة والرعاية الصحية وخدمات رعاية الأطفال.
    Kollarımızı savuruyoruz, çok kıkırdıyoruz ve fark ettik ki saatlerce hiç ama hiç durmadan çene çalabiliyoruz ve söyleyeceklerimiz de hiç bitmiyor. Open Subtitles نقوم بتحريك أيدينا بكثرة, ونضحك كثيراً. ومن ثم أدركنا أننا نستطيع أن نتحدث مطوّلا لساعات وساعات وساعات بدون أن تنتهي الأحاديث بيننا.
    ...ve fark ettik ki, büyük resmi görmemiz gerekiyor. Open Subtitles و أدركنا أننا في حاجة إلى شعورالصورةالكبيرة.
    Neyse, fark ettik ki ortalama 80 milyon litre suyu her bir banyo yapmayı atladıklarında kurtarabiliyorduk, ve ayrıca kırsal bölgedeki çocuklar için günde iki saati kazanabiliyorduk, böylece okul için iki saat daha, ödev için iki saat daha, sadece çocuk olabilmek için iki saat daha. TED على أية حال ، أدركنا أننا استطعنا توفير 80 مليون لتر من الماء في المتوسط في كل مرة يُتجاوز فيها الاستحمام، وكذلك توفير ساعتين كل يوم من وقت الأطفال الذين يعيشون في المناطق القروية، مما يعني ساعتين إضافيتين للمدرسة، ساعتين إضافيتين للقيام بالواجب المنزلي، ساعتين إضافيتين ليعيشوا طفولتهم.
    Ve fark ettik ki aslında gezegenin gece vaktindeki yüzeyini ve sonra da gündüz vaktindeki yüzeyini görüyormuşuz. Open Subtitles وأدركنا أننا في الحقيقة كنا نشاهد جهة الليل للكوكب وثم جهة النهار للكوكب
    Ve fark ettik ki hiç korunmamız kalmamış. Open Subtitles وأدركنا أننا لا نملك أية حماية
    - Ve fark ettik ki... Open Subtitles ...وأدركنا - !
    Çünkü fark ettik ki eğer sen uzun süre yok olursan insanlığından yoksun gelirsin Bonnie'yi öldürüp Elena'yı canlandırma hevesinde olursun. Open Subtitles لأننا علمنا أنّك إذا حبست فيه أطول من اللّازم، ستعود بلا إنسانيّة مسرعًا لقتل (بوني) كيّما تحيي (إيلينا).
    fark ettik ki, ...tamamen kullanıcıların ellerinden korumaya devam etseydik, ...başka bir " hayvan" vakasından kaçınabilirdik. Open Subtitles أدركنا أنه إذا تركنا هذا بين يدي المستخدمين كليا, سنتجنب حصول حادثه "الحيوان" مره اخرى.
    Bunun üzerinde çalışırken fark ettik ki: bu kızılötesi radyasyon ve dalga uzunluklarını alıp elektrona çeviriyor. TED ونحن نعمل على هذا، اتضح لنا: هذا يأخذ الإشعاعات التحت حمراء، الطول الموجي، ويحوله إلى إلكترونات.
    Kısa zamanda fark ettik ki dinazor DNA'sı, ve diğer tüm DNA'lar çok çabuk bozuşuyor. TED ولقد اكتشفنا ان " دي ان ايه " الخاص بالديناصورات وربما بكل الكائنات يتفتت بسرعة كبيرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more