| Eğer henüz Farketmediysen hatırlatayım. Buradaki tek kovboy sensin. | Open Subtitles | وبالمناسبـة، لم تلاحظ بأنك راعي البقر الوحيد هنا |
| Bak, havaya ıslak bir battaniye atmak istemem ama Farketmediysen, oylamaya gidiyorum. | Open Subtitles | أنظر , لا أريد أن أكون متشائماً لكنإنلم تلاحظ, أنا متأخر في الانتخابات |
| Hayır, hayır, hayır. Farketmediysen diye söylüyorum ben bu demokrafiğe hiç uymuyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لا، لا، إذا لم تلاحظ أنا حقاً لا أُلائم الخصائص المطلوبة |
| Aslında bitti ve hala Farketmediysen... ben kazandım. | Open Subtitles | .. في الحقيقة، لقد انتهت .. وإن لم تلاحظي ذلك فقد فُزت |
| Farketmediysen, aramızda bayağı bir fark var. | Open Subtitles | في حالة أنك لم تلاحظي هناك القليلا من الإختلاف |
| Eğer Farketmediysen söyleyeyim, son zamanlarda Pat'in sağı solu belli olmuyor. | Open Subtitles | اصبح (بات) غير متوقع بتصرفاتة في الاَونة الأخيرة في حالة إذا لم تلحظ ذلك |
| Ve eğer hâlâ Farketmediysen bu karmaşadan iki blok uzağız. | Open Subtitles | ولو كنتِ لم تلحظي... ...فإننا بشكل أو بآخر بعيدان عن هذه الفوضى |
| Ben sadece gerçeği basarım ve Farketmediysen diye söylüyorum, onları her hafta birinci sayfada ve bölüm B'de basıyorum. | Open Subtitles | ،أنا أطبع الحقيقة فقط ...وإذا لم تكوني قد لاحظت ،أقوم بطباعتها على الصفحة الأولى... |
| Eğer Farketmediysen söyleyeyim, firmadaki tek avukat benim. | Open Subtitles | في حال لم تلاحظ أنا المحامي الوحيد في شركتي |
| Ve eğer Farketmediysen diye söylüyorum elimde çok ikna edici silahlar var. | Open Subtitles | ولو لم تلاحظ ، الأن لديّ وسيلة فعالّة عن طريقها يمكني تحفيز الناس |
| Bak, Farketmediysen diye söylüyorum düşman orada. | Open Subtitles | انظر، إن كنت لم تلاحظ هاذه هي العدو هناك |
| Ve alacaksın. Fakat bu durumda Farketmediysen, orada 10 trilyon metre küplük bir girdap var, ve gemi 10 milyon metre küp. | Open Subtitles | و ستحصل عليها, ولكن في حالة أنك لم تلاحظ يوجد حوالي 10 تريليون متر معب من الدوامات بالخارج, و فقط سفينة طولها 20 مليون سنتيمتر |
| Farketmediysen diye söylüyorum, az önce hepimizin yerini öğrendiler. | Open Subtitles | إن كنت لم تلاحظ, لقد تمّ التخلّص منّا. |
| Farketmediysen diye söylüyorum bunun için biraz büyüğüz. | Open Subtitles | في حالة انكَ لم تلاحظ |
| Ve, eğer Farketmediysen, o magnetler ödenmemiş faturalarımıza iliştirilmiş. | Open Subtitles | حسناً، إن لم تلاحظي تلك التحف المغناطيسيه نعلق بها فواتيرنا الغير مسدده |
| Deri severim, iyi vakit geçirmeyi ve hala Farketmediysen... beni ilgilendirmeyen işlere sürekli burnumu sokmayı severim. | Open Subtitles | وإن لم تلاحظي أحشر أنفي فيما لا يعنيني دائما واذا لم تتوقفي عن تعذيب هؤلاء الأبرياء |
| Farketmediysen diye söylüyorum, ordun seni terketti. | Open Subtitles | في حال لمْ تلاحظي فقد تخلّى جيشكِ عنكِ |
| Üzgünüm, eğer Farketmediysen, şu an pek uygun değil, bakın, Mrs. Colavita... karnemde hiç A getiremedim, sadece ilkokulda değil, hiçbir zaman | Open Subtitles | آسفة هذا ليس وقتاً مناسباً الآن في حال لم تلحظ ...(سيدة (كولافيتا |