"farketmemiştim" - Translation from Turkish to Arabic

• أدرك
• ألاحظ
• الاحظ
• ادرك
• ألحظ
• أحسبكَ

Bu kadar değer verdiğinizi farketmemiştim.
لم أدرك أنه يعني بالنسبة إليك الكثير هكذا.

Annem böyle yapar, daha önce garip olduğunu farketmemiştim.
أمي تفعل ذلك لم أدرك أن ذلك كان غريبا من قبل

Eve gidene kadar farketmemiştim. Tek ayakkabıyla da geri dönemezdim.
لم أدرك حتى وصلت الى المنزل و لم أستطع العودة بفردة واحدة

O zaman tekrardan, benimle birlikte yaşamak istemediğini de farketmemiştim.
إذا مجددا, أنا لم ألاحظ أنكِ لاتريدين العيش معي أيضا

Heneyse,burda senden kalan ne kadar çok şey olduğunu farketmemiştim.
على أى حال، لا ألاحظ أنك أخذت شيئا من هنا.

Biletlere bu kadar talep olduğunu farketmemiştim.
لـــ "ال بى جيفريز" فى الجبيرة حسناً , لم الاحظ الطلب الكبير على التذاكر

Geçen gün gazetede görene kadar ne kadar yakın olduğumuzu farketmemiştim.
لم ادرك كم كنا قريبين حتى رايتها في الجريدة اليوم الماضي

Biliyor musun, Daha önce bunu hiç farketmemiştim.
لم ألحظ ذلك من قبل

Mağazada çalışmanın onun için bu kadar önemli olduğunu farketmemiştim.
لم أدرك أن العمل في المتجر يعني الكثير لها

İlk başta farketmemiştim sadece cilveleşme olabileceğini düşünmüştüm.
لم أدرك ذلك في البداية إعتقدتُ أنه ربما يكون ذلك مجرّد عبث

Bu tip davetler ve toplantılarda nekadar gerildiğimi bunlara uzun bir ara verene kadar farketmemiştim.
لم أدرك أبداً انني حساسة بخصوص هذة الأمور حتى حاولت التوقف بالشعور بحساسية هذة الأمور

Hiç gökyüzünde bu kadar çok yıldız olduğunu farketmemiştim.
لم أدرك قبلاً، أنّ هنالك الكثير جداً من النجوم.

Arama motorlarının insan ruhuna da bakabildiğini farketmemiştim.
ليتعامل مع الألم لم أدرك ان محركات البحث

Peki, birçoğunuzun gitmeyi bu kadar çok istediğini farketmemiştim.
لم أكن أدرك أن العديد منكم يود الذهاب بلهفه

Çalınma konumunda olduğunu farketmemiştim.
حقاًً , لم أدرك أنه في موقع يخوله أن يسرق

Geçen gece için çok özür dilerim. o kadar geç olduğunu farketmemiştim.
آسف ، قبل أيام أتصلت ولم أدرك كم كان الوقت

Arabama arkadan vurup beni yoldan çıkarmaya çalışana kadar farketmemiştim.
ولم أدرك هذا حتي وجدته خلفي يحاول إطاحة سيارتي من علي الطريق

Daha çok Wilt Chamberlain kardeşlere benziyorlar. Bu kadar iri olduklarını farketmemiştim.
مثل أمين خزانة أخوات الذبول لم ألاحظ من قبل أنهما كبيرا بهذا الحجم

Belki de temizletmeliyiz. Bu kadar kirli olduklarını daha önce farketmemiştim.
أتعلم , ربما نحتاج لذلك لم ألاحظ أبداً مدى قذارتها

Başka bir çocuğu bu kadar istediğini farketmemiştim.
لم ألاحظ عليك رغبة الحصول على مولود جديد

Seni kiraladığımda, bu kadar korkak olduğunu farketmemiştim.
عندما وظفتك , لم اكن ادرك انك جبان

Senin Lincoln olduğunu farketmemiştim seni özgürlükçü Yanki...
لم أحسبكَ من محبى لنكولن، جى تى