| Birgün işlerin farklı olacağına dair umudunu koruyan herkes öyle. | Open Subtitles | فهل الجميع الذي عقد الأمل أن يوما الأمور ستكون مختلفة. |
| Nasıl olmuştu da ikinci kez her şeyin farklı olacağına kendimi inandırabilmiştim? | Open Subtitles | كيف يمكن لي واسمحوا لي نفسي ان الامور ستكون مختلفة في المرة الثانية؟ |
| Bak, bebek doğduğunda her şeyin daha farklı olacağına eminim. | Open Subtitles | انظري، أنا متأكد من أن الأمور ستكون مختلفة بمجرد أن يولد الطفل |
| Bana burasının farklı olacağına dair söz vermişti. Ama olmadı. | Open Subtitles | لقد وعدني بأنه سيكون مختلفاً هنا لكنه ليس كذلك |
| Quinn bu sezonun farklı olacağına dair de söz verdi bana. | Open Subtitles | كوين أعطتني وعد أن الموسم هذا سيكون مختلفاً |
| Başmeleklerin de farklı olacağına inanmak için hiçbir sebebim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي سبب للاعتقاد أن الملائكة سيكون مختلفا, |
| Biri bana farklı olacağına dair söz vermişti. | Open Subtitles | شخص ما وعدني أن الأمور ستكون مختلفة. |
| Ben savaşın farklı olacağına inanırım... eğer o sahip olsaydı... anlayışlı bir liderliğe... birinci, savaş alanında olmak nedir? | Open Subtitles | وأعتقد أن الحرب ستكون مختلفة... اذا كان هناك... قيادة أنه يفهم... |
| Burada farklı olacağına dair kendime söz vermiştim. Farklı olacağıma dair kendime söz vermiştim. | Open Subtitles | أقسمت لنفسي أن الوضع سيكون مختلفا هنا أقسمت لنفسي أني سأكون مختلفة هنا |