Kesin bir ritüel oluşturulmuş bu restoranla tanık olduğum Masai ritüelleri arasında çok az farklar var. | Open Subtitles | وقد أنشئت ل طقوس محددة , وكان هناك اختلاف بسيط جدا بين ما ل شهد في هذا مطعم و حفل الماساي . |
Ama var olan anketlerden gördüğümüz ülkeler arasında ve bu ülkelerdeki zamanlar arasında bir yanda göçmenlik, diğer yanda serbest ticaret ikilemine tavırlar ve tolerans bağlamında büyük farklar var. | TED | ولكن اعتماداً على الدراسات الموجودة، ما نراه هو أن هناك اختلاف كبير في بلدان مختلفة والفترات الزمنية في تلك البلدان فيما يتعلق بالمواقف والتسامح مع مسائل مثل الهجرة والتنقل من جهة والتجارة الحرة من جهة أخرى. |
Bence arada farklar var. | Open Subtitles | ارى ان هناك اختلاف |
Yaralar arasındaki uzaklıkta mikroskobik farklar var. | Open Subtitles | هناك اختلافات مجهرية فى المسافات بين الجروح |
Görünüşe göre büyük farklar var göz ardı etmek imkansız... | Open Subtitles | من الواضح كانت هناك اختلافات كبيرة، ولكن من المستحيل تجاهل حقيقة أنّ... |
Evet, burada bazı ince farklar var, ama insan yarış sürücüsü bir viraja son hızla girme ve düzlükte hızı düşürme arasında kıyaslama yapabilen bir algoritmadan faydalanmaksızın inanılmaz derecede hızlı bir güzergahta seyredebilme yeteneğine sahip. | TED | نعم، يوجد هناك اختلافات طفيفة هنا، ولكن سائق سيارة سباق قادرعلى الخروج و القيادة على خط سريع بشكل مدهش، دون الاستفادة من الخوارزمية التي تقارن المفاضلة بين الذهاب في أسرع وقت ممكن من هذه الزاوية، و التّقليل من الوقت من الخروج بشكل مستقيم من هنا. |
Büyük farklar var, dostum. Kadınlar çok şey ister, dostum. | Open Subtitles | هناك فروقات كبيرة النساء تريد الكثير |
Çok küçük farklar var. | Open Subtitles | هناك فروقات صغيرة. |