"farksız" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا يختلف
        
    • يختلف عن
        
    • لا تختلف
        
    Etkileri orta-verimli bir Amerikan bombasından farksız. Open Subtitles التأثير لا يختلف عن تأثير القنبله الأمريكيه متوسطة التفجير
    Ondan nefret etmen çok anlamsız. O adam senin 20 yıl önceki halinden farksız. Open Subtitles أنا لا أفهم لماذا تكرهه هذا الفتي لا يختلف عنك قبل 20 عاما في شيئ
    Bütün çağdaşları gibi, prensipte hava sisteminin benim güneş sistemimden farksız olduğuna inanıyordu. Open Subtitles وكغيره من العاصرون فقد آمن بالقاعدة التى تقول أنه ما دام الطقس لا يختلف عن تلك الألة
    Size davadan önce, her zaman söylediğimi, söyleyeceğim çünkü bu, diğer davalardan farksız bir dava. Open Subtitles سأقول لكم ما أقوله دائماً قبل كلّ محاكمة لأنّ هذه المحاكمة لا تختلف عن أيّ محاكمة أخرى
    Üniversite basketbol oyunlarında şike yapmaktan pek de farksız değil. Open Subtitles لا يختلف كثيرًا عن الغش في المراهنات على مباريات كرة السلة،
    Yaptığın şey zamanın başlangıcından beri annelerin yaptığından farksız. Open Subtitles ما فعلته... ...لا يختلف عما فعلتة الأمهات منذ بداية الحياة.
    Kongre, ülkenin geri kalanından farksız. Open Subtitles لا يختلف الكونغرس عن باقي البلاد
    Normal Sheldon'dan farksız. Open Subtitles لا يختلف في الواقع عن "شيلدن" العادي
    Bazıları Arthur'un babasından farksız olduğunu düşünüyor. Open Subtitles -يعتقد البعض أنّ (آرثر) لا يختلف عن أبيه .
    Email kontrol etmekten farksız. TED ولا يختلف عن فتح بريد إلكتروني.
    Bir davanın diğerlerinden farksız olduğunu söylemedin. Open Subtitles لم تخبرينا أبداً أنّ المحاكمة لا تختلف عن أيّ محاكمة أخرى
    Bu tür kızları hepimiz iyi biliriz. İnanın, bu da diğerlerinden farksız, sadece farklı görünüyor. Open Subtitles صدقني هذه لا تختلف عنهم، قد تبدو كذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more