Sophia Farragut Kuzey Metro İstasyonu'na götürüp onu Kırmız Çizgi üzerine bırakıp 8:16 tarifesine bindirerek ondan ayrılın. | Open Subtitles | خذ (صوفيا) إلى "فاراغوت" في محطّة المترو الشماليّة و ضعها في رحلة "ريد لاين"، المنطلقة الساعة 8: |
Dr. Farragut, bildirim yapmanız gerekiyor. | Open Subtitles | دكتور (فاراغوت) نريدك أنْ تستجيب دكتور (فاراغوت) ؟ |
Dr. Farragut Anne'yi korumada ne kadar dikkatli olduğunuzu bizimle paylaştı. | Open Subtitles | قد شارك الدكتور فرغت كيف مفيدة كنتم في تأمين الفطر الأم. |
Farragut'un 1970'lerin ortasında Big Sur'da Visualize adında bir topluluğu varmış. | Open Subtitles | كان لدى (فرغت) إتّصالات حميميّة بـ"الرؤية" في (بيغ سور) بمُنتصف السبعينات. |
Bir düzine insan öldü patlamada. Farragut, Fransız polisi, FBI ve Europol tarafından aranıyor. | Open Subtitles | فراغوت مطلوب للشرطة الفرنسية و الإف بي أي و اليوروبول |
Profesör, eğer sorun olmazsa, aşağı inmenizi, ve Kaptan Farragut ile tanışmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أيها الأستاذ , إذا لم تمانع أريدك منك أن تأتى معى بالأسفل "وتقابل كابتن "فاراجوت |
Annem kesinlikle Johnnie Farragut'u peşimize takmıştır. | Open Subtitles | لأن ماما ستوصي علينا جوني فارجوت مثل البطة على حشرة يونيو. |
Soyadı Farragut olanlara güvenmeyi bıraktım. | Open Subtitles | لقد اكتفيت بالثقة بأيّ أحد يحمل لقب (فرغوت) |
Dr. Farragut tecrit bölümünde bana yetki verdi çünkü yeterince vasıflıyım. | Open Subtitles | و الدكتور (فاراغوت) و ضعني في مسؤولية العزل لأنني مؤهلة |
Karşımıza Peter Farragut çıkarsa bunları aldığımıza şükredeceksin. | Open Subtitles | لو صادفنا (بيتر فاراغوت) ستكون سعيداً لإمتلاكنا هذه |
Dr. Tracey, ben Hastalık Kontrol'den Alan Farragut. | Open Subtitles | د.ترايسي) أنا (آلين فاراغوت) من) مركز السيطرة على الأمراض |
Dr. Tracey, ben Hastalık Kontrol'den Alan Farragut. | Open Subtitles | (د.ترايسي) أنا (آلين فاراغوت) من مركز السيطرة على الأمراض{\pos(190,210)} |
Dr. Farragut, saat başı bildirim yapmanı istemiştim. | Open Subtitles | (د.فاراغوت) طلبتُ منكَ أنْ تسجل حضورك كل ساعة |
Bu üste kaç cinayet işlendi, biliyor musunuz Dr. Farragut? | Open Subtitles | هل تعرف كم عملية قتل حدثت في هذه القاعدة يا (د.فاراغوت) ؟ |
- Siz onu Peter Farragut olarak tanıyordunuz sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنك عرفوه كما بيتر فرغت. |
Meadows, Timothy Farragut hakkında bir makale yazıyordu. | Open Subtitles | كان (ميدوز) يكتب مقالاً عن (تيموثي فرغت). |
Farragut dünyadaki tüm kötülüklerin giderilmesi için uğraşırdı. | Open Subtitles | حسناً، كان (فرغت) يُبدّد كلّ المشاعر السلبيّة في العالم. |
Şüpheli bu, Dr. Alan Farragut. | Open Subtitles | هذا المشتبه به دكتور آلن فراغوت |
Dr. Farragut senin tehlikeli biri olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الدكتور فراغوت يعتقد أنك تشكل خطر |
Kaptan Farragut, kendi hislerini işe katmayarak, hiçbir şeyi şansa bırakmıyordu. | Open Subtitles | بغض النظر عن مشاعرِه الخاصة فى هذا الأمر كابتن "فاراجوت" لم يترك شيئاً للمصادفة |
Kaptan Farragut'un, 8 Aralık 1868 gecesi, bizi odasına çağırması, hiç kimseyi şaşırtmadı. | Open Subtitles | ... لم تكن مفاجأة "عندما قام كابتن "فاراجوت فى ليلة 8 ديسمبر , 1968 بإستدعائنا إلى غرفة الردهة |
Farragut kuleleri, oda 404. | Open Subtitles | هاهو ذا، إنّه في أبراج "فارجوت"، غرفة رقم 404. |
Dr. Farragut kalan yiyecek ve içeceklerimizin temiz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | د. (فرغوت) قد أكد لي أنّ احتياطات الغذاء والماء لم تمس أبدا |
Araştırma direktörü. - Alan Farragut, Hastalık Kontrol'den. | Open Subtitles | مسؤول البحوث - (آلان فاراغات) - |