Her zaman, daha faydalı bir şey yapmam gerektiğini düşünüyordum galiba. | Open Subtitles | اعتقد انني افكر دائما اني يجب ان افعل شئ مفيد اكثر |
Dolayısıyla bu teknolojileri geliştiren şirketler, CO2'yi almak ve bunun dışında faydalı bir ürün yapmakla ilgilenmektedir. | TED | لذا فإن الشركات التي تطور هذه التقنيات مهتمة فعلًا بإزالة ثاني أكسيد الكربون وصنع شيء مفيد منه، كمنتج قابل للتسويق. |
Onu gerçekten faydalı bir şeye dönüştürebilir miyiz? | TED | ماذا لو تمكنا من تحويله إلى شيء آخر مفيد فعلاً؟ |
faydalı bir şeyler yapmak kafese konmuş, kapatılmış olmaktan kurtulmamı sağladı. | TED | لقد ساعدنى العثور على فائدتي على التحرر من كونى محاصرة ومحبوسة ومعبأة. |
faydalı bir şeyler yapmak kendi sesimi, değerimi, özgürlüğümü bulmamı sağladı. | TED | لقد ساعدنى العثور على فائدتي أن أجد صوتي وذاتي وحريتي. |
(Gülüşmeler) faydalı bir şeyler yapmak toplumun bana dayattığı yoksul köylü kızı kimliğinden kurtulmamı sağladı. | TED | (ضحك) لقد ساعدنى إيجاد فائدتى على التحرر من الهويات التى دفعنى لها المجتمع - فتاة، قروية، فقيرة. |
İnanılmaz bir şekilde faydalı bir bitki, protein olarak da, tıbbi olarak da. | TED | نبات مفيد بصورة خيالية، من أجل البروتين والطب. |
Fakat biz gerçek maddeyi sadece, maddenin faydalı bir kurgu olduğu Ortanca Dünyada evrildiğimiz için konforlu buluyoruz. | TED | ولكن مداركنا تتعامل مع المادة بشكل تلقائي لإننا.. تطورنا في العالم الوسط.. حيث معرفة المادة مفيد. |
Ve bazen, daha üst bir boyuta geçmek faydalı bir şey olabilir. | Open Subtitles | وأحياناً التحرك إلى بُعد أعلى يمكن أن يكون شىء مفيد لأفعله. |
Bu onlara nefeslerini kontrol etmeyi ve onu daha faydalı bir iş için kullanmayı öğretti: | Open Subtitles | وهذا قد أعطاهم سيطرة كبيرة على تنفسهم لتتحرر بذلك أجسادهم لتقوم بشيء مفيد بدرجة لا تصدق |
Dinle, eğer faydalı bir şeyler yapmak istersen birikmiş birkaç işimiz var, Javier. | Open Subtitles | إسمع، لدينا مواد أكثر في الممر إذا كنت تريد أن فعل شيء مفيد يا خافيار |
Ben de uyuyamadım, o yüzden faydalı bir şey yapmamın daha iyi olacağına karar verdim. | Open Subtitles | لا استطيع أن انام ، لذا قررت من الأفضل لي أن اعمل شيء مفيد |
Hava kilidinin önünde dururken çok faydalı bir açığa vurma oluyor. | Open Subtitles | كذلك ، وهذا مفيد جدا الوحي ل عندما كنت دائمة في الجبهة من كوة. |
Fransızcadır ve köşede faydalı bir diyagram vardır. | Open Subtitles | إنه بالفرنسية،ويحتوي علي مخطط مفيد في ركنه العلوي |
Sonraki bir saat boyunca o küçük parmaklarınızı sallamanız yerine o parmakları faydalı bir iş için kullandıracağız. | Open Subtitles | ولكن بدلاً من ترككم تعبثون بأصابعكم للساعة القادمة سوف نستخدم هذه الأصابع في ما هو مفيد |